Resulullah sav veda haccında Medine'ye dönerken sağlığı bozuldu ve hastalığı iyice artmıştı. Hz Muhammed sav evine gitmeden önce cennetül baki mezarlığı ziyaret edip onlar için cenaze namazı kılıp dua etti. Kabristandan döndükten sonra mimbere çıkıp ashabına adeta veda ediyordu ve sahibelere şöyle hitap ediyordu. "Ben sizin kevser havuzuna ilk erişeniniz olacak ve sizi orada karşılayacağım. Sizinle buluşma yerimiz kevser havuzudur. Ben şuan onu görüyorum. Ben sizin hakınızda şehadet edeceğim. Şuan bana yerin hazineleri onların anahtarları verildi. Vallahi, sizin için benden sonra, müşrikliğe dönersiniz diye korkmam. Fakat ben, sizin için dünya ihtirasına kapılır ve onun üzerine birbirinizi kıskanırsınız, birbirinizi öldürürsünüz ve sizden öncekileririn yok olup gittikleri gibi sizde yok olursunuz diye korkarım." Allah, Resullu mimberden indikten sonra halsiz ve bitkin bir şekilde evine geçti.
Peygamberimiz sav hastalığından dolayı hastalığı artınca ehli beyt kararı ile Hz Aişe'nin odasında yatmayı uygun buldular. Vefatına üç gün kala hastalığı iyice ağırlaştı ve mescide gidemez duruma gelmişti. İşte o zaman Hz Ebubekire söyleyin cemaata namazı kıldırsın. Rebiuvvel ayın onu cumartesi günü Hz Cebrail geldi onun hatırını sordu. Ertesi gün yine geldi hatırını sordu. Pazar günü hastalığı iyice ağırlaştı. Çok sevdiği on yedi yaşında ordu komutanlığına tayin ettiği Hz Üsame ordudan gelip onun huzuruna çıktı. Allah, Resulu yatıyordu, Hz Üsame ona bir şey söylemedi, fakat elini göğe kaldırıp onun üzerine sürdü dua etti. Allah ,Resullu hasta yatağındayken, kızı Hz Fatima kulağına bir şey söyledi Hz Fatima ağlamaya başladı. Sonra yine kulağına bir şey daha söyledi Hz Faima buna güldü. Resulullah sav ilki öleceğini, ikincisi ise aileden ilk yanıma gelecek olan sensin dedi. Pazartesi güneş batmadan önce Hz Ezail as kapıda Hz Cebrail ise içerde, Resulullah izin verip Ezraile, ey Ezrail gel görevini yerine getir. Azrail as Resulullah'ın ruhunu pak bedeninde alıyor. İşte ölüm hali budur. İnsan ne kadar yaşarsa yaşasın sonuç ölümdür. Baki olan ancak Allaht'ır.
Herkes mahzun kederli, diri diri toprağa verilen kız çocukları kurtarıcısına ağlıyorlardı, mal meta gibi görünen kadınlar ağlamakta, köleler kölelikten azat edene ağlıyorlardı. Resulullah'ın hanımları ve sahibiler ağlamakta. Hz Ali olduğu yerde dona kalmış, Hz Osman'ın dili tutulmuş, bulutlar matemli sahabeler gözyaşlarıyla toprağı ıslatıyorlardı. Müşrikler ise seviçli. O esnada Hz Ömer'in sesi duyuldu kim Muhammed öldü derse boynunu vururum. Hz Ebubekir gelip durumu görünce, Resulullah'ın başı Hz Aişe'nin dizinde, Hz Fatima'nın başı göğsünde, Hz Ali göz yaşı dökmekte. Hz Ebubeki ah ölümünde hayatın gibi güzel, Resulullah'ın alnını öptü göz yaşlarına hakim olamıyordu. Sahabeleri ve ehli beyti teseli ediyordu. Ey insanlar her kim Muhammed'e tapıyorsa bilsinki Muhammed öldü ve herkim Allah'a tapıyorsa bilsinki Allah bakidir ölmez ve Ali imran 144 ayeti okuyor " Muhammed sadece bir peygamberdir; ondan önce de peygamberler gelip geçti. Öyleyse, o ölür yahut öldürülürse, topuklarınız üzerinde gerisin geri mi döneceksiniz? Kim topukları üzere geri dönerse Allah'a zarar veremez; fakat şükredenlerin ödülünü Allah verir."
Hz Ebubekirin sözleri sahaberi biraz olsun rahatlatıyordu. Kendilerine gelip Resulullah'ın vefatına şüpheleri kalmadı. Hz Üsama ordusuyla medineye girdi. Kolu kanatları kırılmış göz yaşlarına hakim olamıyorlardı. Hz Bilal ezanı okuyacaktı, Eşhedü enne Muhammeden Resulullah kelimesi boğazında düğümleniyordu ezanı bitirerimiyordu, sahabelerin üzüntüsü ve gözyaşları adeta sel olup akıyordu. Resulullah sav mekkeden medineye hicret etiği gün nasıl tarif edilemez bir sevinç ile karşılandı, şimdi medine şehri mateme, üzüntüye ve kederle kaplanmıştı adeta.
Allah cc bizleri havuzı kevserde Hz Muhammed sav le buluştursun ve bizleri onun şefaatine nail etsin inşallah. (Aydın Bal)