Şehit verdiğimiz bu son yıllarda, şehit olmayı isteyen asrın aslanları, canında, malından, çocuklarından geçen mücadelenin yiğit komutanlarından Yahya Sinvar mücadelesi bizleri saadet devrine götürdü adeta.
Saadet devrinde, yamame savaşında bir sahabe Hz. Ebu Akil, fedakâr, gözü pek, cesur bir sahabeydi. Hz. Ebu Akil, müşriklerle yapılan bütün savaşlarında yer almıştı. Cesaretiyle yılmaz bir mücahitti. Yalancı peygamber iddiasında bulunan müseylime üzerine büyük bir kuvvetle yürüdüler İslam ordusu. Savaş başladığında ön safta bulunan ve ilk yaralanan Hz. Ebu Akil ilk yaralanan kişiydi bu saldırıda. Düşman oku iki omuzun arasına saplanmıştı. Çok kan kaybı yaşamıştı. Arkadaşları oku çıkarıp onu çadıra taşımıştı. Savaş iyice kızışmış, düşman var gücüyle Müslümanların üzerine geliyorlardı. İslam ordusunu dağıtmaya çalışıyorlardı. Bir ara zor durumda kalan sahabeler dağılmaya başlamış. Bu durumu gören arkadaşlarını yalnız bırakmak istemeyen Hz Ebu Akil (ra) arkadaşlarına katılmak istiyordu. Fakat kalkacak gücü yoktu. Ayağa kalkmak için baya çabaladı ve kendini toparladı. Belini bağlayarak ayağa kalktı. Kılıcını sağ eline aldı arkadaşların arasına katıldı yarasını unutmuştu. Arkadaşlarına cesaret vererek ve şöyle hitap ediyordu. Ey Ensar! Huneyne günü düşmanın üzerine tekrar dönüp zaferi kazandığınız gibi tekrar dönün, onlara göz açtırmayın. Sahabeler toparlandı, yalancı peygamber iddiasında bulunan müseylimeyi öldürüp zaferi elde etmişlerdi. Bu savaşta Hz. Ebu Akil çok yara alarak ve iki kolunu kaybederek şehit olmuştu.
Filistin'de şehit verdiğimiz, Asrımızın Ebu Akil'i kâfirlerin korkulu rüyası. Asrın aslanı mücahitlerin lideri Yahya Sinvar tıpkı, Hz. Ebu Akil gibi düşmanın ağır silahlarıyla, ağır yaralanmıştı. Kolu kopmuş, ayakları paramparça olmuş, kan kaybını kaybederek terk etmedi menzilini, kardeşlerini yalnız bırakmadı düşmanın eline. Düşmanına karşı mücadele etti son nefesine kadar. Kolu kopmuş telle bağlanmış, Hz Ebu Akil belini bağladığı gibi, menzilinde bekliyordu düşmanını. Gelen düşmanına karşı koymak için kalkmaya çalışsa da kalkacak gücü kalmamıştı. Vücudunda sağlam kemik kalmamıştı sol kolundan başka, sağlam kalan sol koluyla bir tahta parçasıyla karşı koyuyordu düşmanına. Son nefesine kadar bırakmadı mücadeleyi.
Sahabeler gibi yaşayıp, Peygamberin misyonunu omuzlayan, sahabeler davasını omuzlayan yiğit komutan Yahya Sinvar. Sen sahabeler gibi nasıl yaşanır bizlere öğrettin. Sen sahabeler gibi yaşadın onlar gibi şehit oldun. Şehadetin kutlu olsun yiğit mücahit. Yıkık bir binanın köhne bir katında, elindeki sopasıyla kanın son damlasına kadar Siyonizm’le mücadele ederek Şehadete yürüyen Yahya Sinvar. Sesiz kalan Müslüman dünya liderleri için bekliyor ahiret. Verecekler hesabı intikam sahibi olan Allah'a. Kudüs'ün hesabı ağır olacak elbet.
Aydın Bal