Cumhuriyetin kurulduğu ilk dönemlerde şapka inkılabı bahane edilerek idam edilen İskilipli Atıf Hoca, şehadetinin yıl dönümünde her yıl hayır ve özlemle yad ediliyor.

İslam Âlimi İskilipli Atıf Hoca, 4 Şubat 1926'da İstiklal Mahkemesi tarafından idam cezasına çarptırıldı. "Frenk Mukallitliği (taklitçiliği) ve Şapka" ismiyle yazmış olduğu eseri sebebiyle mazlumane bir şekilde katledilen İskilipli Muhammed Atıf Hoca, 1876 tarihinde Çorum'un İskilip ilçesine bağlı Toyhane köyünde doğdu.

1910'da medreselerin genel müfettişliğine getirildi.

I M G 8076

Yaşadığı dönemin en etkili âlimlerindendi

Âtıf Hoca, bu süreçte medreselerin ve müderrislerin eksikliklerini gidermek için raporlar hazırladı. Raporların hazırlanmasından rahatsız olanlar Âtıf Hoca hakkında şikâyette bulundular.

Âtıf Hoca, yaşadığı dönemin en etkili âlim ve kanaat önderlerinden biriydi. Bütün zorluklara rağmen insanlara İslam'ı doğru bir şekilde öğretmek için çabalıyordu. Âtıf Hoca, Müslümanların Batı'ya tıpa tıp benzemesinin yanlışlığını vurgulayan vaazlar veriyordu.

Batı taklitçiliğine dikkat çekti

"Tesettür-ü Şer'i" (dini örtünme), "Din-i İslam'da Men-i Müskirat" (İslam'da içki yasağı) ve "Frenk Mukallitliği -batı taklitçiliği- ve Şapka" isimli eserleriyle bazı çevrelerin düşmanlığını kazandı.

Batı özentisini eleştiren ve onun zararlarını anlatan "Frenk Mukallitliği ve Şapka" 32 sayfalık bir kitaptı. Bu kitap, 1 Kasım 1925'te yürürlüğe giren Şapka Kanunu'ndan bir buçuk yıl önce yayımlanmıştı. Âtıf Hoca, kitabında Avrupa'nın ilim ve fennini almanın mahsuru olmadığını, fakat Türkiye'de yapılanın daha çok bilinçsiz bir Batı taklitçiliği olduğunu, kılık kıyafette Avrupalılara benzemenin aslında ruhtaki bir bozuluşa alâmet veya onun bedene aksetmesine sebebiyet vereceğine dikkat çekiyordu.

Anadolu'da çıkan kıyamlardan Atıf Hoca sorumlu tutuldu

Batı usulü giysiler giymenin görünüm dolayısıyla İslâmî kültüre zıt olduğunu, Hazreti Muhammed'in "Bir kavme benzemeye çalışan onlardandır." hadisini kaynak göstererek izah etmeye çalışan Atıf Hoca şu hükmü vermişti: "Bir Müslüman, şiar ve alâmet-i küfür addolunan bir şeyi zaruretsiz giymek ve takınmak sûretiyle gayr-i müslimleri taklit etmesi ve kendini onlara benzetmesi şer'an memnû ve yasaktır."

Dönemin uygulamaları gereği kitaplar yayımlanmadan önce Maarif Vekâleti'nden izin alınmasını gerekli kılmaktaydı. Kitabı Maarif Vekâleti'ne gönderen Âtıf Hoca, izin ve hatta takdir aldı. Kitap toplam 5 bin nüsha olarak basılmış, hepsi de bir yıl içinde satılmıştı.

1924 yılında neşrettiği Frenk mukallitliği ve Şapka kitabı, 28 Kasım 1925 yılında çıkarılan şapka kanununa binaen toplatıldı. Şapka İnkılâbına karşı Anadolu'da çıkan kıyamlar, bu kitaba bağlanarak Atıf Hoca tutuklandı.

Yargılanması Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yapıldı

Yargılanması Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yapıldı. Üç Ali'ler olarak bilinen mahkeme heyeti de dâhil herkes, onun masum olduğunu biliyordu. Hâkim Kılıç Ali'nin karardan kısa bir zaman önce verdiği bir mülakatta Atıf Hoca'nın masum olduğunu söylemesine rağmen Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi ile birlikte Atıf Hoca'ya idam cezası verildi.

İstiklal mahkemelerinde görev yapan hâkimler asker kökenli milletvekilleriydi. Bu hâkimlerin hukuk alt yapıları olmadığı gibi verdiği kararlar da hukuki olmaktan çok keyfi kararlardı.

Atıf Hoca, 4 Şubat 1926'da idam edildi. Son sözünde, "Katil ve zalimlerle mahşerde hesaplaşacağız" dedi. Atıf Hoca'yı astıktan sonra şapka giydirdiler. Mezarı ancak 2008 yılında bulunabildi.

Şapka inkılabına karşı çıkanlar şehid edildi

1 Kasım 1925'te kabul edilen Şapka kanunu Anadolu'da yer yer protestolara sebep olunca, hükümet; Konya, Maraş, Giresun, Rize, Erzurum, Kayseri gibi şehirlerde binlerce Müslümanı idam etti.

I M G 8079

İskilipli Atıf Hoca iftirayı tekzip etmiş

CHP’nin tek partili dikta döneminde idam edilen İskilipli Atıf Hoca’nın şehadetinin 91. yıldönümünde hakkındaki asırlık iftirayı çürüten belge ortaya çıktı. 1926 yılında şapka inkılabına muhalefet ettiği gerekçesiyle İstiklal Mahkemesi’nde idama mahkum edilerek asılan ancak bu da yetmezmiş gibi İstiklal Harbi sırasında Yunan ordusu lehine fetva vererek ‘vatana ihanet ettiği’ öne sürülen İskilipli Atıf Hoca’nın, bu yalanı 1920 yılında bizzat tekzip ettirdiği belirlendi.

Mezarı yıllarca saklandı

Asıldıktan sonra ailesinden gizli defnedilen Atıf Hoca'nın kabri 82 yıl sonra bulunarak İskilip İlçesi Gülbaba mezarlığına defnedildi. Atıf Hoca'ya iade-i itibar amacıyla harekete geçen İskilip Belediyesi, kabrinin çevresinde düzenlemeler yaparken, Sağlık Bakanlığı tarafından Çorum'daki İskilip Devlet Hastanesi'nin adı, "Atıf Hoca İskilip Devlet Hastanesi" olarak değiştirildi. 

Allah şehadetini kabul etsin.