Kıskanmak (haset) ve iftira İslam’da haram ve kötü bir davranış olarak kabul edilmektedir.
Her iki konuda da Kuran-ı Kerim ve Hadislerde açık hükümler bulunmaktadır. İslam, bu tür olumsuz davranışların insanı manevi olarak kirlettiğini ve toplumsal barışı bozduğunu vurgular.
1. Haset (Kıskanmak)
Haset, başkalarının sahip olduğu bir nimetin ya da başarının kaybolmasını istemek ve bunun için kötü duygular beslemek anlamına gelir. Bu tutum, İslam’da kesinlikle yasaklanmıştır.
Kuran'da:
Enfer (Al-Bakara 2:109): “Birçok Ehli Kitap, siz iman ettikten sonra, içinizdeki haset yüzünden gönüllerinde hiçbir iyilik istemiyorlar.”
Bu ayet, müminlerin arasında haset barındırmanın kötü bir davranış olduğunu belirtir.
Nas (114:5): “Hasetçi haset ettiği zaman...”
Bu ayet, kıskanmanın insan üzerinde ne kadar zararlı etkiler yapabileceğini ve böyle bir tutumun ruhsal ve manevi olarak kötü olduğunu gösterir.
Hadislerde:
Peygamber Efendimiz (sav), haset konusunda uyarılarda bulunmuş ve bu tür duyguları uzak tutmayı öğütlemiştir.
Buhari ve Müslim'de geçen hadiste: "Haset, kalpleri öldürür. Haset etme, Allah’ın sana verdiği nimetleri küçümsemek gibidir."
Bu hadis, kıskanmanın hem insanın iç huzurunu bozduğunu hem de Allah’ın takdirine saygısızlık olduğunu belirtir.
2. İftira (Yalan Söyleme ve Suçlama)
İftira, birine, gerçeği çarpıtarak ve onun kötü bir şey yapmış gibi göstermektir. Bu, İslam’da büyük bir günah olarak kabul edilir.
Kuran’da:
Nur Suresi 24:15: “Siz, birbiri hakkında dedikodu yapıp iftira attığınız zaman, kendi aranızda bir kötülük yaptınız. Bunu yapmaktan sakınmaz mısınız?”
Bu ayet, iftiranın toplumsal bir kötülük oluşturduğunu ve haram olduğunu belirtir.
Nur Suresi 24:16: “Eğer bunu duyduğunuzda, ‘Bu bir iftiradır, biz buna inanamayız!’ deseydiniz, elbette bu sizin için daha hayırlı olurdu.”
İftiranın ne kadar tehlikeli bir şey olduğunu, doğruyu söylemenin ise daha hayırlı olduğunu ifade eder.
Hadislerde:
Sahih-i Müslim’de Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman, elinden ve dilinden, diğer Müslümanların zarar görmediği kimsedir."
İftira atmak, bir Müslümana zarar vermek anlamına gelir ve bu da haram bir davranıştır.
Buhari ve Müslim’de geçen bir başka hadis: "Kim bir Müslümanı kötü bir şekilde itham ederse, kıyamet gününde Allah onun cezalandırılmasına karar verecektir."
Bu hadis, iftira atmanın sonuçlarının çok ağır olduğunu ve kıyamet günü büyük bir sorumluluk doğurduğunu gösterir.
Haset ve iftira, İslam’da kesinlikle yasaklanmış ve kötü bir davranış olarak kabul edilmiştir. Kuran-ı Kerim ve Hadislerde bu tür davranışların zararlı olduğu ve inananlar için ne kadar tehlikeli olduğu sıkça vurgulanmıştır. Müslümanlar, haset ve iftiradan uzak durmalı, dürüstlük ve samimiyetle hareket etmelidir.
Birinin size bir haber getirdiği zaman, İslam'da bu haberin doğruluğunu araştırmak çok önemlidir. Kuran ve sünnet, bir haberin doğruluğunu sorgulamanın ve doğrulamanın gerekliliği üzerinde durmaktadır.
Kuran'da, bir haberin doğruluğunu araştırma ve doğruluğundan emin olmadan hareket etmeme konusunda şu ayet bulunmaktadır:
Hucurat Suresi, 6. Ayet:
"Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse, hemen onu araştırın, yoksa bilmeden bir kavme kötülük yaparsınız da, sonra yaptığınızdan pişman olursunuz."
Bu ayet, bir kişiden alınan bir haberin doğruluğunun sorgulanması gerektiğini vurgular. Eğer kişi güvenilir değilse, haberin doğruluğunu araştırmak gerekir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) de, haberin doğruluğunu sorgulamanın önemine dikkat çekmiştir. O, doğru ve güvenilir bir kaynağın haberini almayı ve yanlıştan kaçınmayı öğütlemiştir. Birçok hadis, yalan söylemenin ve iftira atmanın büyük günahlar olduğunu belirtir.
Özetle, İslam’a göre, bir haber aldığınızda onu araştırmak, doğruluğundan emin olmadan bir sonuca varmamaktır. Bu, adaletin sağlanması ve hatalı bir şekilde başkalarına zarar vermemek için gereklidir.