İslam, insanlara hayatlarının her yönünde ölçülü ve dengeli bir tutum benimsemelerini öğütler. Bu öğreti, sadece günlük yaşam pratiklerine değil, aynı zamanda özel günler ve kutlamalar gibi toplumsal olaylara da yansır.
Nişan, düğün ve diğer benzeri etkinliklerde gösterilen aşırı harcamalar ve şatafatlı düzenlemeler, hem dini hem de sosyal açıdan dikkatlice ele alınması gereken bir konudur. Kuran ve Sünnet, bu tür aşırılıklar karşısında müminleri uyarır ve gerçek mutluluğun bu tür geçici gösterişlerde bulunmakta değil, aile bağlarını güçlendirmekte olduğunu vurgular.
1. İslam’da İsrafın Yasaklanması
İslam, harcamalar konusunda aşırılığa kaçılmasını kesin bir şekilde yasaklar. Kuran’da, "Şüphesiz, israf edenler şeytanların kardeşleridir" (İsra, 27) ayeti, israfın ne kadar büyük bir yanlış olduğuna dair açık bir uyarıdır. Aynı zamanda, "Yiyin, için fakat israf etmeyin. Şüphesiz, O, israf edenleri sevmez" (Araf, 31) ayeti, harcamaların aşırıya kaçmaması gerektiğini belirtir. Düğün ve nişan gibi etkinliklerde yapılan aşırı harcamalar, bu öğretiye ters düşmektedir.
Aşırı harcama, yalnızca maddi kayıplara yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal huzuru da bozabilir. Aileler arasında rekabete ve gösterişe dayalı bir yarış başlatmak, İslam’ın sade ve mütevazı yaşam anlayışıyla da çelişir. Bunun yerine, sadelik ve içtenlik ön planda olmalıdır.
2. Şatafat ve Gösterişin Zararı
İslam, gösteriş ve şatafatı da eleştirir. Kuran'da, "Güzel ve değerli şeyleri yalnızca Allah'a kulluk amacıyla kullanın" (Hadid, 25) ayeti, insanların servetlerini ve kaynaklarını sadece Allah’ın rızasını kazanmak için kullanmaları gerektiğini ifade eder. Düğün ve nişan gibi etkinliklerde yapılan aşırı süslemeler, giyilen abartılı elbiseler ve gösterişli organizasyonlar, insanları daha çok gösteriş yapmaya ve dünyevi değerleri ön planda tutmaya sevk edebilir.
Bunun yanı sıra, toplumdaki bireyler arasında kıskançlık, hayal kırıklığı ve huzursuzluk gibi duygulara yol açabilir. Aile içindeki bu tür negatif etkiler, sonunda ilişkilerin bozulmasına, mutsuzluğa ve aile bağlarının zayıflamasına yol açabilir. İslam’ın temel öğretilerinden biri, iç huzur ve birlikteliktir. Gösteriş ve şatafat, bu amaca ters düşer.
3. Düğünlerin Sade ve Mutlu Olması
İslam, düğünlerin sade, mütevazı ve Allah rızası gözetilerek yapılmasını öğütler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde de düğünlerin gösterişten uzak, sadelik içinde olması gerektiği belirtilmiştir. Bir hadiste, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “En hayırlı nikah, en az masraflı olandır” (Buhari). Bu hadis, düğünlerde yapılan aşırı harcamaların, İslam’a uygun olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Sade bir düğün, hem maddi yükten kurtarır hem de toplumda paylaşma ve yardımlaşma bilincini geliştirir. İnsanların, sadece gösteriş için yapılan harcamalar yerine, gerçek anlamda bir araya gelerek, dua ve niyetle birleştikleri bir ortamda mutluluklarını paylaşmaları daha anlamlıdır.
4. Aile Birliğinin Korunması
Düğünlerin, sadece dışsal gösterişin değil, aile bağlarının güçlendiği, insanlar arasındaki sevgiyi ve saygıyı pekiştiren bir atmosferde olması gerekir. Kuran, aile ilişkilerine büyük bir değer verir. "Ey insanlar! Sizi bir tek nefsin özünden yaratan Rabbinize karşı gelmekten sakının…" (Nisa, 1) ayeti, aile bağlarının ne kadar kıymetli olduğunu gösterir. İslam’a göre, bir ailede huzur ve mutluluk, gösterişe dayalı yapay bir kutlamadan değil, birlikte geçirilen zamanlardan, karşılıklı anlayıştan ve sadelikten doğar.
Aile içindeki mutluluk, sadece dünyevi gösterişlerle değil, samimi ve içten ilişkilerle sağlanabilir. Aile üyelerinin birbirlerine karşı gösterdiği sevgi ve saygı, gösterişli bir düğünden daha kıymetlidir. Nişan ve düğün gibi törenlerde yapılan israf ve şatafat, ailede huzursuzluğa, maddi sıkıntılara ve nihayetinde ayrılığa yol açabilir. Bu, aile birliğinin ve mutluluğunun önünde büyük bir engel teşkil eder.
İslam’ın temel öğretilerine göre, nişan, düğün ve diğer benzeri etkinliklerde aşırı harcamalar ve şatafat, toplumsal huzuru bozan, aile içindeki birlikteliği zedeleyen unsurlardır. Kuran ve Sünnet, gösterişten ve israftan kaçınılması gerektiğini öğütler. Gerçek mutluluk, dışsal faktörlerden değil, içten ve sade ilişkilerden doğar. Bu sebeple, nişan, şerbet, düğün gibi kutlamalarda amaç, yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak, aile bağlarını güçlendirmek ve toplumsal dayanışmayı teşvik etmek olmalıdır.