Su, dünyada insanoğlunun sürdürülebilirliğinin en temel unsurlarından biridir.
Su, dünyada insanoğlunun sürdürülebilirliğinin en temel unsurlarından biridir.
Tarih boyunca insanlar, hayatlarını su ile idame ettirmiş, yerleşimlerini su kaynakları etrafında gerçekleştirmek istemişlerdir.
İnsanoğlu varlığını suya borçludur.
Su kaynakları sadece insanoğlu için değil yaşayan tüm canlılar ve Dünya’daki yaşanabilir çevrenin devamı için de önemlidir.
Tüm canlılar için hayati önem taşıyan su kaynaklarındaki sorunlar çoğunlukla su kaynaklarının çevresel etkilere maruz kalmasıyla ortaya çıkmaktadır.
Günümüzde hem doğal hem de yapay çevreden kaynaklanan olumsuz etkilerle kirlenen ve azalan su kaynakları her zamankinden daha öncelikli bir konumda bulunmaktadır.
İslam, suyu ölçülü kullanmayı ve israf etmemeyi emreder.
Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle, “canlı olan her varlık sudan yaratılmıştır”.
Su, hayatımızın kaynağı, toprağımızın bereketidir.
Bedenimize sıhhat ve temizlik, çevremize rahmet ve güzellik su ile gelir.
Bir sahabinin abdest alırken fazla su kullandığını görünce Hz Peygamber (s.a.v), “Bu ne israf!” diyerek onu ikaz etmiştir.
Sahabinin “Abdestte de israf olur mu?” sorusu üzerine “Evet, akan bir nehirde (abdest alıyor) olsan bile!” diye cevap vermiştir.
Peygamberimizin bu uyarısı, suyun ibadet maksadıyla bile olsa asla israf edilmemesi bize hatırlatmaktadır.
Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulur:
" Biiz gökten uygun bir ölçüde su indirir ve onu yeryüzünde tutarız. Kuşkusuz bizim onu tamamen gidermeye de gücümüz yeter.”
Hepimiz biliyoruz ki, su gibi hazineye paha biçilemez.
Suyumuz toprağın derinliklerine çekilip gitse, onu bize Rabbimizden başka hiç kimse geri getiremez.
Bugün yeryüzünde bir damla berrak ve tatlı suyun hasretiyle yaşayan milyonlarca insan varken, bize düşen sonsuz şükretmektir:
“Bizi yediren, suya kandıran, ihtiyaçlarımızı gideren ve bizi barındıran Allah’a hamdolsun!”
Suyu kullanırken bilinçli davranalım. İhtiyacımızdan fazla su tüketerek geleceğimizi tehlikeye atmayalım. Diğer canlıların da hakkını ihlal ederek vebale girmeyelim.
Sonuç olarak beşeri gelişmenin planlanmasında, su kaynaklarının kirletilmesine yol açmayan arazi kullanım ve yatırım kararlarına olduğu kadar, artan nüfus ve ekonomik gelişmenin talep ettiği su miktarını da gözeten, akılcı bir su ve fiziksel planlama birlikteliğine, karar vericilerin zorlanmasının gereği vardır.
Her şey güzel de sitelerde bu su israfı neyin nesi?
Belediyeler, bu işe el atsa!..
Oto yıkamacılar tamam da sitelerdeki su israfına ne demeli?
Bir de şunu sormak lazım:
Diyarbakıŕ'da golf sahaları var mı?