Allah’ın yarattığı muhteşem çiçeklerin birinden ayçiçeklerinden bahsetmek istiyorum. Bu çiçekler, her zaman ilgimi çekmeyi başarabilen ender çiçeklerden biridir...
Ayçiçeklerine bakarken öylesine bir çiçek deyip geçemiyorum. Bu nadide çiçekteki ölçü, denge, ahenk ve mükemmellik her baktığımda doğada var olan her şeyi en muntazam, en güzel şekilde yaratan Allah’ı hatırlatıyor bana.
Ayçiçeği, güneş ne yana dönerse dönsün hep güneşe döner yüzünü. Akşama kadar, güneşe dönük yüzüyle güneşten beslenir. Güneş batınca da boyunlarını büker ayçiçekleri. Ayçiçekleri; halk arasında günebakan, gün çiçeği, güne âşık, gündöndü olarak da bilinir.
Dünya’nın dönüşüyle güneşin doğudan batıya doğru hareket edişiyle ayçiçekleri de parlak sarı yüzlerini güneşi takip etmek için çevirirler. Bilimsel olarak ayçiçeklerinin yüzünü sürekli güneşe dönmesi ise şu şekilde açıklanmaktadır: Bir bitkinin güneş ışığına özgü tepki vermesi ‘’heliotropizma’’ olarak adlandırılır. Ayçiçeklerinin de güneş ışığına doğru dönüşü heliotropizma hareketidir. Bu durumu henüz olgunlaşmamış ayçiçeklerinin baş kısmında görmek mümkündür. Zira ayçiçekleri, büyüme evresindeyken çiçek kısımları güneş doğana kadar doğuya dönmüş bir şekilde durur ve gün batana kadar güneşin hareketlerini takip eder. Böylece ihtiyaç duydukları ışığı alarak beslenmiş olur daha çok fotosentez yaparak besin üretir. Güneş alan taç yapraklarının sıcaklığı arttığı için böcekler için cazip bir ortam sağlanır bu durum da tozlaşmanın verimini arttırır.
Ayçiçeklerinin bir diğer hikmeti de çekirdeklerinin oluşturduğu spiraller sayısının, saat yönünde olanların 55, saatin ters yönünde olanlarının ise, 89 tane olması… Bu sayılar ayçiçeklerinin büyük ya da küçük olmasına göre değişiklik gösterse de bütün ayçiçeklerin spirallerinin sayısı matematik biliminde ‘’Fibonacci dizisi’’ nin ardışık terimlerinin birbirine oranı olan ‘’Altın Oran’’ ı vermektedir.
Bu şahane bitkinin bunca özelliklerinin yanı sıra daha birçok faydası bulunmaktadır. Örneğin; ayçiçeği tohumlarında bulunan yağdan hem sıvıyağ hem margarin üretilirken, çerez olarak tüketilen ayçiçeği çekirdeği elde edilmesinin yanı sıra küspesinden de hayvan yemi olarak faydalanılır. Arıların bal yapması için de verimlidir ayçiçeği. Tüm bu faydalarına rağmen ne yazık ki günümüzde ayçiçeği üretiminde oldukça azalma yaşanmıştır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde azalmayı ciddî şekilde görmek mümkündür. Çocukluğumda Ayçiçek tarlarını hatırlarım o günden beri sadece bir fotoğraf karesi olarak kaldı gözlerimin önünde… Bu denli faydalı ayçiçekleri tarımına çok önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ayçiçekleri, ülkemizin hemen hemen her yerinde yetiştirilebilir bu bakımdan iklim ve toprak yapısı olarak çiftçiyi/üreticiyi zorlamaz. En çok üretildiği yerler bölge ve il olarak şu şekildedir: Marmara bölgesinde Trakya ve Edirne, Kırklareli, Karadeniz bölgesinde Tokat, Amasya ve Çorum, Ege bölgesinde İzmir ve Aydın, İç Anadolu bölgesinde Konya, Eskişehir ve Aksaray, Doğu Anadolu bölgesinde Muş ve Kars, Güneydoğu Anadolu bölgesinde Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’dır. Ayçiçeği üretiminde ekim alanlarını oransal olarak ele alacak olursak Marmara %68, İç Anadolu %12.6, Akdeniz %7.9, Ege %5.5, Karadeniz %4.5, Doğu Anadolu %0.7, Güneydoğu Anadolu ise %0.5 ile en az orana sahiptir.
Ayçiçeği üretiminde bölgeye ve yöreye uygun verimli hibrit tohumluğun seçimi ve tavsiye edilen yöntemlerin kullanılması kârlı üretim için son derece önem taşır. Ekilecek tohumun yüksek kalitede ve yüksek bir çimlenme yüzdesine sahip olması, hastalıklardan ve yabancı otlardan arındırılmış olması üretimde karşılaşılan riskleri azaltır. Ayçiçeği üretiminde özellikle hibrit tohumluklar yüksek verim potansiyeline sahip olduğu için en çok tercih edilen tohum türüdür.
Ayçiçeği üretimi için en uygun mevsim ilkbahar mevsimidir. Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgesinde mart, İç Anadolu ve Karadeniz’de nisan, Doğu Anadolu’da ise mayıs ayı ayçiçeği ekimi için en doğru aylardır. Ayçiçeği ekildikten sonra 90 ile 130 gün içerisinde hasat olgunluğuna ulaşınca hasat zamanının geldiğini anlamak için ayçiçeği yapraklarının ve tablasının etli kısmının tamamen kahverengine dönüşmesi ve tabla üzerindeki çiçeklerinin kuruyup dökülmeye başlamasına bakılır. Zamanında yapılmayan ayçiçeği hasadı, bazı çeşitlerde tane dökmeye sebep olacağından fazla geciktirilmemelidir. Ayçiçeği hasadı, biçerdöverle yapılır, hasat esnasında ayçiçeğinin ziyan olmaması için biçerdöverin silindir hızı, batör ve kontrabatör açıklığı, vantilatör elek ayarları çok iyi yapılmalıdır.
Ayçiçeği tarımı için doğru tohum kullanılıp gereken önem verilip, çiftçiler desteklenirse maddi getirisi oldukça yüksek bir bitkidir. Temennim, çocukluğumdaki gibi ayçiçek tarlalarını görmek… Yazımı ayçiçeği üzerine yazılmış sevdiğim kısa bir hikâye ile sonlandırmak isterim. Hikâye şöyle:
Ayçiçeği, güneşe âşık olduğu için yüzünü hep güneşe döner. Bunu duyan bütün bitkiler gülmekten kırılır. Ayçiçeğine: ‘’ Güneş gökyüzündeki tahtından bir an bile ayrılmaz. O ulaşılmazdır. Sen kim, o kim. Vazgeç, bu sevdadan!’’ demişler. Ayçiçeği sesini çıkarmamış. Sevdalı gözlerini dikmiş güneşe; bakmış uzun uzun… Uzun müddet hiçbir şeyin farkına varmayan güneş, nihayet bir gün, ayçiçeğinin bakışlarını hissetmiş üzerinde. Önce geçici bir heves sanmış, ama zamanla yanıldığını anlamış. Ayçiçeği öyle inatçıymış ki, güneş tahtını nereye taşıdıysa, yılmadan usanmadan o yöne çevirmiş başını. Derken bir öğleden sonra, artık bu takipten bıkan güneş sapsarı gazabıyla kavurmuş ayçiçeğini. Daha ayçiçeğinin üzerinde simsiyah duman tüterken, insanlar akın etmiş olay mahalline. ‘’Yaşasın!’’ demiş içlerinden biri. ‘’ Şimdi ne güzel çitleriz bu aşkı.’’