Bazen gerçekten kimi kelimelerin tanımlarda, kitaplarda yada sözlüklerde kaldığına inanırım. Biliyorum varlar, belki dünyanın bir yerlerinde hala yaşıyorlar ama şimdilerde bakıyorum da değil ölmek yok olmuşlar...

Esameleri bile okunmaz hale gelmiş. Sanki hayatımızın bir döneminden şöyle bir geçmişler de hiç kalplerimize uğramamışlar gibi. Sanki bizler o kelimeleri hiç benimsememiş, hiç yaşantımıza almamışız gibi. Bugün can çekişen kelimelerin başında gelen "edep" in sesi olmaya çalışacağım. Baktığımızda günümüz şartlarında insanlar edebi, İslam’ın getirdiği bir yobazlık olarak algılamış. Her aklına geleni yapmaya da özgürlük deniyor artık(!) Yobazlık denilen sakınmak, dikkatli olmak, itidale göre davranmak ise edebin bu şekil düşünen insanların nezdinde tanımı nedir? Gerçekten merak ediyorum var mıdır bu sorunun o insanlarca mantıklı bir cevabı? Sanmıyorum. Edebin tanımı çağa uydurulmaya mahkûm edilmiş. Öyle ki artık insanlar tutum ve davranışlarını kendi diktikleri edep kılıfına yerleştirmeye çalışır haldeler. Hamur mu bu herkes istediği şekli versin, yazsın herkes fikrince bir edep tanımı! Üstü açık veya kapalı "Edebi at! " edebiyatı yapılıyor basında, çevrede, toplumda! Rahatlıkla görebiliyoruz edebin yitirildiğini. Eski toprak dediğimiz insanların gözünden edep demek ile Z kuşağının gözünden edep demek o kadar farklı iki dünya ki aynı sözcükten bahsettiklerine bin şahit istersiniz. Edebin has olarak yaşadığı yer eski toprak insanların yüce gönlüydü. Şimdilerde ise ne yazık ki bize kalan hayatlarımızdan silinmiş bir yığın açıklama, bir yığın tanım...