Herkese selamlar. Bizleri tekrardan ramazan ayına kavuşturan Allah'a hamdolsun. Bu mübarek ay boyunca kimi sureler üzerinden köşe yazılarımı sürdürmeyi planlıyorum. İlk suremiz, İsra suresi...
İsra kelime anlamını olarak 'gece yürüyüşü' anlamına gelir. Bu ismi, Miraç̧ kandiline atıfta bulunan ilk ayetinden almıştır:
"Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç̧ şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir."
Yine İsra suresinde gecen "Biz her insanın amelini/ kader defterini boynuna bağladık." ayeti, bizler için kader gayrete aşıktır cümlesini doğruluyor ve insan emeğinin de kader sayfasında çok mutlak bir yeri olduğunu vurguluyor.
Fark ettiniz mi bilmiyorum, bir günah vardır ki Allah onu 'yapmayın' diye değil 'yaklaşmayın!' diye uyarıyor. İsra/32 de Rabbimiz, bu konuda bize çok net bir açıklık getirmiştir.
Kibir duygusunun her insanda az veya çok muhakkak bir miktar olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple olacak ki "Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, şüphesiz sen yeri delemezsin." ayeti bizlere bahşedilmiştir. Kibir hoşgörüsüzlüğe götürür, bu durum da nice kalbin kırılmasının vesilesidir ve bilirsiniz ki hadiste de belirtildiği üzere kalp kırmak, Kabe’yi yıkmaktan daha günah sayılmıştır.
Şu hayatta hepimizin imtihan edildiği bir şey var. Bu zorluk ve imtihanları nasıl karşıladığı kişinin ahlak ve yaklaşımı hakkında bilgi verir. Yine İsra suresinde zakkum ağacının bir imtihan vesilesi olarak yaratıldığının söylenmesi, her bir nefsin bir veya birçok imtihan köprüsünden geçeceğini haber verir bizlere. Unutmayın ki imtihan köprüsünden sırf Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla düşmeme gayretinde olanlar, sıratta Rabbimizin himayesi altında olacaktır inşallah.
Çok genel hatlarıyla değinmiş̧ bulundum. Umarım faydalı olmuştur.
Kalpleriniz Kur'an'ın nuruyla dolsun ve o nurun ışığı bir ömür boyu aydınlatsın inşallah tüm hayatınızı.