Dünya Engelliler Gününe ithafen… Sağlık, yaşamımızı sürdürebilmemiz, yaşam kalitemizi yükseltmemiz ve korumamız için önemlidir. Bu nedenle sağlığın korunması ve geliştirilmesi için öncelikle kişinin kendi sağlığını koruması ve sağlık bilincini geliştirmesi ile mümkündür.

Sağlık; zinde olmak, dengeli beslemek, yeterli uyumak, enerjik olmak, pozitif kalmak, …gibi birçok kelimelerle tanımlanabilir, ancak Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık; ‘’sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hâlidir.’’ şeklinde tanımlanmıştır. Sağlık kelimesiyle anlamdaş olan diğer bir sözcük sıhhattir. Sıhhat, eskiden halk arasında ‘’afiyet’’ olarak kullanılmaktaydı. Hâlen de sıhhat kelimesini kullanan büyüklerimiz vardır. Birçoğumuz işitmişizdir ‘’Sıhhatesiniz inşallah.’’ cümlesini değerli yaşlılarımızdan…

Zaman zaman halk arasında engellilik, sakatlık ve özürlülük kavramlarının genellikle aynı anlamda ya da birbirinin yerine kullanıldığını duyar/görürüz. Ancak bu kelimelerin her birinin manası ve kişi üzerindeki etkileri farklıdır. Toplumdaki bu algıyı düzeltmek için her bir kavramın tanımını inceleyelim:

Engellilik; doku ya da organların doğuştan, hastalık ve kaza gibi olaylar sonucu kısmen veya tamamen işlevsiz kalmasıdır. Engel türleri ise kendi arasında sekiz ana gruba ayrılır. Bunlar: Zihinsel, işitme, görme engelli, dil ve konuşma hastalığı olanlar, süreğen hastalıklı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olanlardır.

Sakatlık, özürlülük sonucu oluşan ve normal bir insanın başarı ile sonuçlandırılabileceği herhangi bir aktiviteyi gerçekleştirmede ortaya çıkan bir eksiklik veya sınırlamadır.

Özürlülük ise; bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerden belirli oranda fonksiyon kaybına neden olan organ yokluğu ve bozukluğu sonucu kişinin; toplumsal rolünü gerçekleştirebilmesi için bakım, rehabilitasyon (iyileştirme), danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duymasıdır.  

Bütün bu kavramları ele almak, bu kavramlardan herhangi birini taşıyan kişilerin sorunlarının anlaşılmasını teşvik etmeyi ve engelli kişilerin onuru, hakları ve refahı için dünya engelliler günü ilk defa 1992 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilan edilmiştir. Bu nedenle Dünya Engelliler Günü, BM tarafından, 1992 yılından bu yana 3 Aralık’ta uluslararası engelli bireylerin farkındalık günüdür. Her yıl 3 Aralık günü BM’ye üye 156 ülke tarafından engelliler için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Böylece, dünyadaki engelli bireylerin de herkes gibi hayata karışabileceği herkes gibi değerli olduğu fikri insanlara anlatılır.

Engeliler gününün asıl amacı, engelli insanların; ev yaşamında, toplum içinde ya da iş hayatında yaşadığı çeşitli sorunları, karşılaştıkları güçlükleri anlayıp bir nebze de olsa yaşamlarında onlara kolaylık sağlayabilmektir.

Kesinlikle şunu bilmek gerekir hayatta hiçbirimizin garantisi yok ve hepimiz birer engelli adayı olabiliriz. Bu düşünceyle ve insan olabilme bilinciyle hareket edersek engelli, sakat, özürlü ve hasta bireylere karşı hassas olur ve nasıl ki bizler belli başlı haklara sahipsek onların da bu haklara sahip olduğu şuuruyla davranırız.

Unutmayalım ki asıl engel ve sakatlık kalbimizde… Bizler kalbimizdeki engeli aşıp bu bireylere sevgiyle yaklaşıp onları anlamaya çabalarsak bütün engeller ortadan kalkacaktır. Yeter ki kalbimiz sakat olmasın, sevmeyi bilsin!