Biz insanlar ne kadar da doyumsuz varlıklarız değil mi? Dünya nimetlerinin âlâsına da sahip olsak tatmin olamıyoruz yine.

İnanın kimi insanların ne tür zor durumlar ile mücadele ettiğini bilme şansımız olsa değil tatminsizliğe meyletmek en ufak şeyden bile yakınmaya utanırız. Dert yanmaya hakkımız olmadığını düşünürüz ve hayatımızda şükre biraz daha yer veririz. Meğer Allah bizlere ne nimetler nasip etmiş de bizler falanca insanı tanıyana kadar bunun farkına varamamışız deriz. Bu bahsettiklerimin farkına dün biraz daha vardım...

Annemle üniversite ihtiyaçlarımı almak için bir mağazaya girdik. O sırada ben içerde gezinirken annemin mağazada çalışan bir kızla konuştuğunu gördüm. Annem, "Bana verdiğin sözü tutup üniversite sınavına girdin mi?" diye soruyordu kıza. Meğer bir gün hastanede tanışmışlar ve Allah yine dün yollarını rast getirmiş. Üniversite sınavına hiç çalışmadan girdiğini ve bir bölüm kazanamadığını söyledi. Sağlık veya öğretmenlik alanında bir meslek yapmak istiyormuş. İçinde bulunduğu durumun nedenini sorunca da o mağazada alışveriş yapmaya utandım! Hangi bölümü kazandığımı sorduğu vakit yüzüne bakıp cevap vermeye utandım! Bu denli okuma isteği içinde kalmış bir gence "Evet, üniversiteye gideceğim." demek ağır geldi. Normal olarak gördüğüm o anki vaziyetim bir anda gözümde büyüdü ve kendimi biraz daha şanslı hissettim. Kız babasının vefat ettiğini söyledi. Abisi de askerdeymiş. O da şu an mağazada bir çalışan. Çok kısa tanıyabildim o genç insanı ama beni bu denli etkileyen kısacık öğrendiğim yaşam hikayesi dışında bakışlarıydı. Biraz üzgün biraz yorgun hatta hayalleri yarım kalmış... Mağazadan çıkarken anneme bir kez daha okuyacağına ve ne gün olursa olsun bir meslek icra edeceğine dair söz verdi. "Bir gün bir yere bir işimi halletmek için geleceğim ve sen orda meslek sahibi olarak karşıma çıkacaksın..." dedi en son annem. Umarım her şey gönlünce olur o genç insanın. Bir gün istediği üniversitenin kapısından alnının akıyla geçer inşallah... Umarım sizlere hissettiklerimi biraz da olsa anlatabilmişimdir. Çoğunuza sıradan, günlük ve olaysız bir durum gibi gelecek biliyorum. Belki de bu anlattıklarımın birçok insanın nezdinde bir anlamı da olmayacak bunu da biliyorum. Ama şükrün hayatımızdaki yeri bu tür insanlarla tanışınca artıyor. Bu bir bakıma iyi bir şey.  Tabi şükrün hayatımızın merkezinde her daim yer alması ayrı bir güzel...

Bazen öyle şeylerle karşılaşırsınız ki nefes aldığınıza, gözlerinizin gördüğüne, kulaklarınızın işittiğine dahi utanırsınız. Ve ben dün eğitim hayatıma devam ettiğim için bir çift yorgun göz karşısında utandım...