Şiir sevmek, ince düşünen hisli insanların işidir. Şiir, kalbin kaleme dile gelmesidir. Şiirin kokusu, tadı, çoşkusu, duygusu kimi zaman da hüznü yüreklere misafir olur. Bir de bir şiiri her okuyan kendini bulabiliyorsa işte o şiir hiç eskimez, yazıldığı ilk gün ki gibi taze kalır.

Nitekim Diyarbakırlı Sezâi Karakoç da bunu başarabilen şiirleriyle hâlâ kalplerde yaşayan ender şairlerden biridir. Onun şiirleri, düşünce yazıları kalplere ince ince işlemiş, geleceğe ışık olmuştur.

''Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır?

 Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır.

Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır…

Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır…

Hep suç bende değil, beni yakıp yıkan bir nazar vardır.

O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır…

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.

Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır...

Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır.

Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır...

Yenilgi Yenilgi büyüyen bir zafer vardır.

Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.

Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır.

Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.

Sevgili,

En sevgili,

Ey Sevgili!

Uzatma dünya sürgünümü benim!

Büyük üstad; yazar ve şair Ahmet Sezâi Karakoç'un anısına saygı ve rahmetle...

Sezâi Karakoç, 22 Ocak 1933 tarihinde Diyarbakır'ın Ergani İlçesinde dünyaya geldi. İlkokulu Ergani'de, Ortaokulu Diyarbakır'da Lise'yi Gaziantep'te okudu. Lise son sınıfta şair ve yazar olan Necip Fazıl Kısakürek'le tanıştı, Onun düşünce ve fikirlerinden etkilendi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi (Mülkiye Mektebi)'ni burslu kazandı. Üniversite yıllarında kendisi gibi şair olan Cemal Süreyya ve yine kendisiyle aynı fakültede okuyan Muazzez Akkaya ile tanıştı.Bu tanışma Sezâi Karakoç için bir dönüm noktası oldu; çünkü gönlünü verdiği ve karşılık bulamadığı aşkına yazmış olduğu ''Tek Gül'' anlamına gelen  ''Mona Roza'' şiiriyle hafızalara kazındı. Şiirde usta bir biçimde kullanılan akrostiş edebî sanatı, edebiyat camiasının bütün ilgisini üstüne topladı. Şairin, şiirinde kıta başlarındaki harfler yan yana getirildiğinde ' 'Muazzez Akkayam'' akrostişi ortaya çıkmaktadır. Böylece şair, temiz ve karşılıksız aşkını en mânâlı şekilde dile getirmiştir. Şiirin her kıtası duygu yüklü ve çok kıymetlidir. Aşkına karşılık bulamayan şair hiç evlenmemiştir. Siyasal Bilimler Fakültesi'nden mezun olan değerli şair, 1959-1965 yıllarında Maliye Müfettiş Yardımcılığı ve Gelirler Kontrolörlüğü yaptı. Bir yandan da düşünce yazıları ve şiirler yazarak kendisini edebiyata adadı. Sabah ve Millî Gazete'de fıkra yazıları yazdı. 1974'ten itibaren 18 sayısı yayınlanan '' Diriliş'' dergisinde İslâmiyet üzerine düşünce yazıları yazdı.  88 yıllık yaşamına birçok kıymetli eser sığdıran büyük üstad, 16 Kasım 2021 tarihinde İstanbul Fatih'te hayata gözlerini yumdu. Defnedildiği yer İstanbul Şehzâde Cami'dir. Büyük ustaya rahmet ve minnetle...