Korku hayatımızda hangi konularda ve ne kadar etkili durup bir düşünelim mi? Korku ile yaptırılanların temeli nereye kadar dayanır, insanlar neden bazı amaçları için korkuyu heybelerine yerleştirir bundan bahsedelim. Aslında bu konuda bir köşe yazısını kaleme almamın nedeni gördüğüm bir paylaşım...
O paylaşım, dinimizi korku çerçevesinde yaşatmayı amaçlayan türdendi. Bu böyle olmamalı diye geçirdim içimden. Namazı kılmayanların nelerle karşılaşacağı anlatılıyordu. Cümle "Tercih sizin!" diye bitirildiğinden korku saçmayı amaçladığı da apaçık belliydi. Yılanların, kefenlerin korku malzemesi olarak kullanıldığı saçma sapan bir paylaşım! Niye biz ibadetlerimizi yalnızca kabir azabından korunmak için mi gerçekleştiriyoruz? Cehenneme girmeyelim, ateşlerde yanmayalım sadece bunun için mi! Çok yazık! Demek ki asıl gayemizin ne olması gerektiğini bu zamana kadar öğrenememişiz. Bizler Allah'ın rızasını kazanamadıktan sonra neye yarar tüm yaptıklarımız? Rica ediyorum bu tür "gereksiz" paylaşımları kendinize bile saklamayın direk atın! Korkuyla bir insana değil dini hiçbir şeyi sevdiremezsiniz! Birine 'falanca şeyi yapmazsan cehenneme girersin' demekle bir şeylerin hallolduğu nerde görülmüş? Sevdirmenin uğraşına mı üşeniyoruz, korkutarak dayatmak kolayımıza mı geliyor inanın karar veremiyorum. Bariz olarak biliyoruz ki uçuruma doğru sürüklenen bir zamanın tam kalbinde yaşıyoruz. Kalkıp bir de korkuyu vasıta olarak kullanmanın ne bir yararı ne de kabul edilir bir anlamı var. Gözlemlediğim kadarıyla koruma güdüsü sebebiyle korkuya başvurulur. Peki sizce belli bir yere kadar korku ile yaptırılan şey, iyi veya yararlı olsa dahi ömür boyu sürebilir mi? Elbette ki korku etkeni ortadan kalkınca bu sürünceme de ortadan kalkar. Nacizane şunu anlatmaya çalışıyorum: Korku hayatımızda her daim var olmaya devam edecek. Bu kesinlikle kaçınılmaz bir durum. Hangi amaçla ve ne için kullandığımız ise hayatımızdaki yerini belirlemede etkili. Bazı hassas konular vardır ki, inanç gibi hisler ve duygular gibi, içine korku yerleşince yanlış algılara sebep olur. Bu yanlış algıların birinden bahsederek başladığımız konuyu, kınadığım duruma itafen Üstad Yunus Emre'nin şu sözüyle de sonlandıralım:
Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri,
İsteyene ver onları,
Bana seni gerek seni...