Yazımın asıl bölümüne girmeden tüm Bismilli hemşerilerime merhaba demek istiyorum. İnşallah bundan sonra her Salı sizlerle birlikte olmaya çalışacağım. Yıllardan beri Bismil'e hizmet eden Bismil'in ve Bismil halkının sorunlarını ,eksikliklerini, hüzünlerini ve sevinçlerini tarafsız ve objektif bir şekilde bizlere aktarmaya gayret eden Bismil haber ekibine teşekkürü bir borç biliyorum.
Yakın zamanda Bismil haberin değerli yöneticileri bana da bir köşe ayırma kararı aldı. Ben de elimden geldiğince köşe yazılarımı aksatmadan yazmaya gayret göstereceğim.' Hakkın hatırı alidir, hiçbir hatıra feda edilmez’ ‘sözünden hareketle hak ve hakikatten taviz vermeden oluşturmaya çalışacağım yazılarımı.
 
Kısa bir girizgahın ardından asıl gündeme geçmek istiyorum.
Geçen hafta sonu 2013-2014 Eğitim ve Öğretim yılını geride bıraktık. Tüm Türkiye'de karneler dağıtıldı ve okullar tatile girdi. Buraya kadar her şey güzel fakat Türkiye'de okulların bitmesi eğitimin de bitmesine denk tutuluyor .Uzun ve yorucu bir yılın sonunda çocuklar bir tatili hak ediyor tabiki fakat eğitim süreklilik arz eden bir kavramdır. Eğitim ve öğretimin bitişini bir karne ile sembolleştirmek veya böyle bir algı oluşturmak çocuklar için okula karşı bir antipati oluşturabilir. Böyle bir duruma karşı alabileceğimiz bir çeşit önlemler olabilir. Mesela bunlardan birisi; çocuğumuza yaz aylarında tatilde bile olsa en azından kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek. Kısa vadede mantıklı bir alternatif bir seçenek bence. Çünkü aylarca süren yorucu bir eğitimin sonunda, arkadaşlardan ayrılmak ve birden bire her şeye bir son verip kitabı ve defteri bir kenara atmak çocuğun sosyal hayatında ve eğitim hayatında bir boşluk doğurabilir. Arkadaşlarından, öğretmenlerinden ayrılmanın zorluğunu da elbette hissedecektir. Belki aile ve akrabalarının varlığı sosyal hayatında oluşan boşluğu bir nebze doldurabilir fakat eğitim-öğretim boşluğunu doldurabilmek biraz zor olabilir. Önerim şu ki; çocukları yaz aylarında kitapla, kalemle, defterle çok az da olsa meşgul edebilmek. ‘Boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır’ ‘sözünü söyledikten sonra diğer bir konu olan Gençlik festivaline dikkatleri çekmek istiyorum. Malumunuz Bismil tarihinde bu tarzda bir festival ilk defa yapıldı benim bildiğim. Yani hem toplumsal hem de sosyolojik olarak verdiği mesajlardan dolayı da bir ilk aslında. Bunu kim düşünmüşse iyi düşünmüş tebrik ediyorum. Bismil halkı, kaymakamı, Emniyet müdürü, Milli Eğitim Müdürü, öğretmenler ve öğrencileriyle bir bütünü oluşturuyordu sanki. Bir kaynaşma vardı eskiye nazaran. Eskiden buna benzer görüntüleri resmi bayramların resmi geçit törenlerinde az da olsa görebilirdik. Fakat o zamanın resmi insanları soğuk ve bize uzak görünürdü. İlk kez düzenlenen festival ise bir toplumsal ve sosyolojik mesaj verir gibiydi. Umarım bu ve buna benzer etkinlikler ve festivaller farklı şekillerde devam eder. Toplumun bir bütünlük arz etmesi yönünden takdire şayan bir etkinlikti. Umarım içinde bulunduğumuz çözüm sürecine de bir katkı sunmuştur. Selam ve dua ile...
                                                                            ÇETİN CAN
                                                                        EĞİTİMCİ-YAZAR