DİNSİZ GELECEĞİNE DİNDAR GELSİN !

Darbe girişiminin bilançosu: 240 şehit, binlerce gazi, kandırılan ve aldatılan milyonlarca halk…

Her yaptığı işin başına Allah’ın ismini koyduklarında samimi ve şirin olup, alttan alta samimiyetsiz ve cibilliyetsiz olan bir örgüt…

Eğitimden başlayarak her alanda liderlik peşinde koşup bu liderlik hırsı için yalanı, hırsızlığı ve en sonunda da terörizmi kullanan bir örgüt…

Dershanelerini propaganda merkezi olarak kullanıp burada gözlerine kestirdikleri zengin veyahut fakir ama zeki çocukları örgütlerine kazandırıp aynı zamanda bunları reklam olarak kullanan bir örgüt…

Sofra bezi niyetine kullanılan gazetelerine manevi bir rol biçip adeta Kur’an sayfalarına benzeten iğrenç tipli güya şakirt lakaplı iki ayaklı yaratıklar…

Himmet adı altında -Allah rızası-patentli topladıkları paralar ile darbe teşebbüsü planlayan gafil kafalı hezimet ehilleri…

Özellikle Güneydoğu’daki illerde Bediüzzaman ismini kullanarak güya hizmet etmeye çalışan ahlak yoksunu, iki yüzlü imamcıklar…

Muhterem Hoca Efendi’den Terörist başı Fetullah Gülen’e yolculuk uzun sürdü ama isabetli bir sıfatla müşerref olduk…

HIRSIZLIĞIN ŞİFRESİ: DİNSİZ KOMÜNİST KAZANACAĞINA DİNDAR OLAN KAZANSIN

Yıl 2005… Daha üniversiteye hazırlık yıllarımdı… O zamanlar da üniversiteyi kazanamayan üniversiteye hazırlık öğrencileri polis olmaya karar veriyordular. Ve Gülen örgütünün evlerinde kampa girip çalışanlar zor bir sınav olan polislik sınavından başarıyla ayrılıp polis oluyorlardı. Tabi ben şaşırmıştım, üniversite sınavında barajı kılpayı geçen bazı öğrenciler nasıl oluyor da içinde Türkçe, matematik, fizik, kimya ve biyolojiden müteşekkil soruları doğru cevaplayıp bu zorlu sınavı kazanabiliyordular. Çünkü ben bile -dershanede başarılı olmama rağmen- o sınavda yedeklere kalmıştım. Daha sonrasında ağızdan ağıza bir iddia yayıldı ve herkese son 5 yılın sorularının verildiği ve o soruların içinde sınava ait soruların olduğu belirtilerek cemaate ait kamplara katılmak için yoğun bir uğraş veriliyordu. Bunu duyduktan sonra da ben bir daha polislik sınavına da girmedim. Daha sonra anladık ki gerçekten sorular çalınıyormuş. O zamanlar Fizik Öğretmeni bir hoca vardı. Adını zikretmeye gerek yok. Bir gün dayanamayıp şöyle bir sordum. Dedim ki hocam aklıma bu polislik sınavlarıyla ilgili bir şey takıldı. Soruların sınavdan bir hafta önce öğrencilere çıkmış soruların arasına yayılarak verildiği iddia ediliyor, bunun gerçeklik payı var mıdır acaba?

Hiçbir şekilde reddetmedi ama şunu söyledi sadece: Devletin kurumlarına dinsizi, komünisti gireceğine; dindar olanı, hizmet ehli girsin dedi.

Böyle bir şeyin büyük bir kul hakkı olduğunu söyledim ama alttan bir gülümseme ile bu sözüme cevap vermedi. Kandırıldık ama bu sefer kandıran güya din kisvesine bürünmüş insanlar…Güya hizmet adı altında yüce dinimizi kullanan lanetli ruhlar…Ama yüce dinimize artık zarar vermemek adına kendimizi güncellemenin vakti gelmiştir bence…!

RİSALE-İ NUR’U TAHRİF EDENLERİN ELLERİ AYAKLARI KIRILMIŞTIR

Bunlar Nur cemaatine bile hainlik etti. Bediüzzaman’ın o halis talebelerine bile iftira attılar. Hatta bence yakın zamanda ve ardı ardına vefat eden Bedizzaman’ın talebelerinin ölümünde bile bunların parmağı var. Çünkü Nur talebesi abiler, hiçbir zaman bunlarla birlikte olmadı ve mevcut iktidarı her zaman destekledi. Bundan dolayıdır ki özellikle 17-25 Aralık olaylarından sonra Nur Cemaati’ne savaş açtılar. Her platformda Nurculara ve Said Nursi Hazretleri’nin talebelerine ağır hakaretlerde bulundular. Fakat kırılma noktalarından birisi de hiç şüphesiz Risale-i Nur’u sadeleştirmeleri oldu ve helak olmalarındaki en büyük sebep de bence buydu. Sadeleştirilen risalelerin okunmayacağı ve aslını tahrif edeceği açıkça bilinmesine rağmen kendi bildiklerini okudular ve sadeleştirme işlemine başladılar Nur eserlerini. Tabiki onların niyeti Risale-i Nurları geri plan itip terör örgütü başı Fethullah’ın kitaplarını ön plana almaktı ama bu istedikleri olmadı, aslında akim kaldı. Fakat şimdiye kadar Risaleler’e ilişen tüm eller kırıldı ve kırılmaya da mahkum olacaktır. Çünkü o, Kur’an’ın büyük bir tefsiridir. Kur’an’ı anlamamızda bize yardımcı olan bir büyük eserdir. Zaten bundan sonra çöküş süreci başladı onlar için.

ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM

Yıllardan beri süregelen FETÖ kuşatması kırılmıştır ama tam olarak bitmemiştir. Hemen hemen tüm kurumlara sızan ve sızdığı yerlere yığınak yaparak ele geçirmeye çalışan örgütün kısa bir bir sürede sökülüp atılması kolay değildir. Fakat halk nezdinde Gülen Cemaati algısı yerini terörist Fetö algısına bırakmıştır. Bu bile onlar için sonun başlangıcıdır. Allah devletimizi ve milletimizi korudu. Darbenin ilk saatlerinden itibaren tüm Türkiye’de olduğu gibi teröre, darbeye karşı sokağa çıkan ve meydanlardan ayrılmayan Bismilli demokrasi kahramanlarından da Allah razı olsun…Selametle…

 

ÇETİN CAN