Dindarlığa düşmanlık üzerine kurulu laik bir ülkenin başbakanından, dindar nesil yetiştireceğiz sözünü duymak gerçekten heyecan verici ve takdirle karşılanacak bir ifade.
Bakalım bu hamasetin, siyaseti mi yoksa ikamesi mi tezahür edecek.
Bu konuyla birlikte konuşulması gereken diğer gündem de yine hükümet kanadı tarafından söylenen Atatürk’ün gençliğe hitabesinin ayet olmadığı gerçeği.
Şimdi gerçekten samimiyetle, iyi niyetle ve katkı olsun diye hükümete soralım. Acaba dindar bir nesli nasıl yetiştireceksiniz?
Din ile dünyayı veya İslam ile devleti birbirinden ayıran laikliği bırakın tartışmayı, elaleme tavsiye ederek mi dindar nesil yetiştireceksiniz?
Dindar bir nesil yetişsin endişesiyle canlarını veren, hiçbir maddi karşılık gözetmeden gece gündüz koşturan, kendini unutup başkası için yaşayan dindar sivil toplum kuruluşlarını, terörist gösterip hizmetlerini engellemeye çalışarak, kapılarına kilit vurarak, gönüllülerini kolluğun emirvaki operasyonlarıyla ezmeye çalışarak mı yetiştireceksiniz?
Dindarlığı en ağır suç kabul edildiği için, yıllarca cezaevine kapatılan mazlumları cezaevinde ölmedikleri için(!) üstüne bir de uzak hapishanelere sürgün edip ailelerine de ceza vererek mi yetiştireceksiniz?
Din düşmanı mahkumların annesini ziyaret etmesi için kanundan bahsederken, dindar mazlumları, annesinin cenazesine dahi bırakmayıp ahını alarak mı dindar nesil yetiştireceksiniz?
Esrarkeşlerin, tinercilerin, bilumum ahlaksızların zehir kustuğu toplumun sokaklarındaki çocukları, gençleri bu bataklığa düşmesin diye onları camiye davet edip, zora, zahmete, yokluk ve tehditlere aldırmadan Kur’an dersi veren binlerce insana yaşatılan işkenceleri, astronomik cezaları ve hala devam eden suçlamaları görmezden gelerek mi dindar nesil yetiştireceksiniz?
Başörtülerinden dolayı bırakın derse alınmayı velilerine dava açılan öğrencilerin gözyaşlarını izleyip keyif alan sadistleri, ‘görmedim, duymadım’ diyerek mi dindar nesil yetiştireceksiniz.?
Okulların en baş köşesine, sınıfların en üst köşesine, kitapların ilk sayfasına sizin de ayet olmadığını belirttiğiniz Atatürk’ün gençliğe hitabesini koyup ezberletmeye devam ederken dindarlığın en asgari şartı olan Kur’an-ı Kerim’in öğretilmesi değil, bir ayetini bile bir köşeye yazamadan mı dindar nesil yetiştireceksiniz?
Şapka inkılabı vs. denilip darağaçlarında asılan, katledilen ve gayesi sadece dindar nesil yetiştirmek olan binlerce alim ve Allah dostu için sadece şiir tarzında konuşup haklarının iadesi adına hiçbir adım atamadan mı dindar nesil yetiştireceksiniz?
Geçen gün bir haber sunucusu “bu da oldu diyerek” çok şaşırtarak bir haber sunuyor ve diyor ki: Lise öğrencisi iki kız, erkek arkadaşları yüzünden birbirlerini bıçakladı ve kız öğrenci, diğer kız öğrenciyi bıçaklayarak öldürdü. Yani kız yüzünden erkek öğrencilerin birbirlerine uyguladıkları şiddet her okulda her yerde yaşandığı için artık normal ve sıradan bir şeydir, artık şaşılacak bir haber değil dolayısıyla kızların erkek öğrenci yüzünden birbirini öldürmesi ilginç demek istiyordu. Peki karma eğitimin ve kesintisiz eğitimin kaldırılması konusunda çok cılız eleştirilerin ötesine geçmeden mi dindar nesil yetiştireceksiniz?
Dindar nesil saksıda yetişmeyecekse, dindarlığın zıddı olan günahlara herhangi bir sınır getiremeden mi, mesela; içki, faiz, kumar, zina, sanal çıplaklık vs.yi görmeyip sadece sınırlı bir sigara yasağıyla mı dindar nesil yetiştireceksiniz?
Biliyorum daha tam kıvama gelmedi diyeceksiniz. Köklü değişiklikler için zamanı var mazeretine kimsenin bir itirazı yok. Ama dindar dernek müdavimlerine, dindar mahkumların annelerine yaşatılan eziyetin ve başörtülü küçücük çocuklara yaşatılan dramın zamanla kıvamla ne alakası var?
Ama yine de çok sevindik. İnşaallah dindar nesil yetiştirme, sözden ibaret kalmaz. Tekrar edelim bu sözler gerçekten umut ve heyecan vericiydi.
Özkan Yaman