Peygamber efendimiz (sav) Medine’ye hicret etmeden önce Evs ve Hazrec kabileleri arasında yüzyıla dayanan kan davası vardı. Aralarında bir çok savaş olmuş, bu savaşlarda her iki taraftan da bir çok kişi öldürülmüştü. Bunların en şiddetlisi, Hz. Peygamber’in Medine’ye hicretinden önce beş yıl devam etmiş olan Buâs Savaşı’dır. Evs kabilesi, her iki tarafın da ağır kayıplar verdiği bu savaşta muhtemelen müttefikleri olan Nadîr ve Kurayzalılar’ın yardımı ile galip gelmiştir.
Peygamber efendimizin (sav) Medine’ye hicretinden sonra, her kabileden de çok kişi Müslüman olduğu için, barışmışlar, İslam kardeşliği çatısı altında eski düşmanlıkları bir kenara bırakmışlardı.

images-1.jpg

Medinede ki Yahudilerin önde gelen alimlerinden Şa’s bin Kays bu günkü torunları gibi Müslümanlara karşı çok büyük bir kin ve düşmanlık besliyordu. Peygamberimizin, müslümanların arasında tahsis ettiği kardeşlik, ona çok ağır geliyor, adeta onu çıldırtıyordu.
Bir gün baktı ki Evs ve Hazrec Müslümanları bir yerde oturmuş tatlı tatlı sohbet ediyorlar. Biraz düşündükten sonra, şeytani planını devreye soktu. Yahudi gençlerinden birisini yanına çağırdı ve ona, gidip müslümanların yanında Buâs gününden bahs etmesini ve hakkında şiirler okumasını istedi. Oradaki müslümanların ırkçılık damarı kabardı, herkes kendi kabilesinin ve atalarının kahramanlığından bahs etmeye başlayınca, ortalık kızıştı ve karşılıklı meydan okumalar başladı. Bu iş birbirlerine kılıç çekmeye kadar vardı…
Bunu haber alan Allah Resulü (sav) hemen olaya müdahale etti ve ben aranızdayken siz hala cahiliye adetlerinizi mi güdüyorsunuz? Diye onları uyardı. Elhamdülillah hatalarının farkına erkenden varan Medine’li müslümanlar hemen birbirlerine sarılıp barıştılar ve böylece peygamberimizin müdahalesi sonucu olay tatlıya bağlanmış oldu.
Ali İmran 103’üncü ayetin bu olay üzerine indiği rivayet edilir. Allahu teala bu ayette şöyle buyurmaktadır:” Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.”
Peki bu olaydan sonra Yahudiler durdu mu? Bu fitne, fesat hareketlerinden vaz mı geçtiler? Elbette hayır… 1400 yıldır sürekli müslümanların arasına fitne tohumu ekiyorlar. Bu tohum bazen ırkçılıktır, bazen mezhepçilik… Bazen fikir ayrılığı, bazen siyasi anlaşmazlıklar… Onlar mutlaka Müslümanları birbirine düşürecek bireyler buluyorlar. Hele bu zamandaki gibi Müslümanlar okumaktan aciz, bilgiden uzak, cehalet bataklığında bocalarken…
Çünkü onlar çok iyi biliyorlar ki müslümanlarla erkekçe karşıya karşıya gelemez, onlarla mücadele edemezler. Ancak alçak tuzaklarlarla Müslümanları birbirine düşürerek, kardeşleri birbirine kırdırarak yenebilirler…
Müslümanlar arasındaki fitnelerin hangisinde onların parmağı yok ki? Afganistan mı, Suriye mi? Dersin. Yoksa Irak mı? Yapılan hangi katliamın arkasında onların parmağı yok acaba…
Rabbim bizi onların ve şeytanın fitnelerinden muhafaza etsin inşallah…

34 yıl önce Halepçe Katliamında katledilen tüm mazlum müslümanların Allah tarafından bağışlanmaları ve cennet nimetleriyle rızıklandırılmaları temennisiyle…

halepce-katliami-nedir-neler-yasandi-h1647421599-31c06b.jpg