İnsanlık adına yitirdiğimiz, sesimizi çıkaramadığımız için kaybettiğimiz, gözyaşları içerisinde bir kanalda yaşadıklarını anlatan ve bir süre sonra bombaların hedefi olan Gazzeli bir profesör: Refaat Alarer

Unutulmamasını istediğim birkaç cümlesini paylaşmak istiyorum:

"Ben bir akademisyenim. Muhtemelen evimde sahip olduğum en sert şey bir tahta kalemi. Ama İsrailliler bizi işgal ederse, üzerimize çullanırlarsa, kapı kapı dolaşıp bizi katlederlerse, yapabileceğim son şey bu olsa bile, o kalemi kullanıp İsrail askerlerine fırlatacağım." Bilmiyorum söylenecek çok da bir şey var mı bunun üzerine? Yüreklere hançer yarası bu şiiri bıraktı ardında. Hiç unutmayın bu şiiri olur mu...

EĞER ÖLMEM GEREKİRSE BU BİR MASAL OLSUN

İlla ölmem gerekiyorsa, sen yaşamalısın…

Hikayemi anlatmak için…

Eşyalarımı satıp bir parça kumaş ile uzun kuyruklu ve beyaz teller satın almak için…

Gazze’de, bir yerde bir çocuk, cennetin gözlerinin içine bakarken,

Kendi bedenine bile veda etmeden giden babasını beklerken,

uçurtmayı görür…

Senin yaptığın uçurtmayı,

Ve bir an için bir meleğin ona sevgiyi geri getirmek için orada olduğunu düşünür.

Eğer ölmem gerekiyorsa, umut getirsin,

Bir masal olsun bu uçurtma… ”

Tüm gayretinle uçurumlarımıza uçurtma oldun Refaat Alarer... Umuyoruz ki o acımasız uçurumlar yıkılır ve umut uçurtman o enkazların arasından gök kubbeye doğru, sonsuzluğa yükselir.

Rahmet ve minnetle anıyoruz... Unutmayacağız...