Yaşamın tüm evrelerinde gerçeklerin yanı sıra hep gizli bir gücün kontrolünü beklemek vardır bizde. 

Hayatımız sürüp giderken hiç bir şey yapmadan sihirli bir değnek gibi bir anda istediklerimizin olmasını bekleriz. Hayalimizde düşlediğiniz gerçeküstü olayların kendiliğinden oluşması gibi bir beklenti içine girmek tamamen hurafelikten ibarettir .

Devam eden savaşları bitirmek yerine hadisleri bahane ederek bir gün bir gücün ortaya çıkıp bunu sonlandıracağını hayal ediyoruz. Yapılan zulümleri oturduğumuz yerden izliyor ve bir gün Allah'ın müdahale edeceğini düşünüp bekliyoruz. Oysa ne zulumler bitiyor ne de Allah müdahale ediyor. Çünkü Allah külli iradesiyle bildiğini ve yarattıklarını kulların cüzzi iradesiyle organize etmesini ve eyleme geçmesini bekler. 

Meselâ Allah herkese rızkını verir amenna ve seddek. Kabul ediyoruz. Peki hiç çalışmadan kapıdan, bacadan rızkın girdiğini gören var mı?

Hiç ders çalışmadan, zaman ayırmadan, emek vermeden sınava girerek kazanan kaç öğrenci gördünüz?

Çıraklık yapmadan, kalfalık yapmadan usta olan kaç kişi gördünüz? 
Bu örnekler gösteriyor ki eyleme geçmeden hiç bir düşünce iyi niyetli olamaz. Önce düşünmek, fikretmek, akletmek ve bunları gerçekleşmesi için eyleme geçmek gerek. 


Ama toplum olarak beklentilerimiz gerçeklikle örtüşmüyor.. 

Hep bir şeylerin aniden değişmesini bekleriz. İnandığımız bir gücün kötü olan veya olumsuz olan ya da hayatımızda değişiklik olabilecek her şeyde kontrol mekanizmasını kurmasını bekleriz. 


Aslında beklenen güç insanın içinde mevcut. Gaybtan hislerle kendimizi avutmaktan başka yaptığımız hiç bir şey yok. 


Hep umut ederiz. 
Ama umut öyle bir evrime ulaştı ki, insanın kendisini 
avutarak bir nevi kendini kazıklamasıdır.Sadece umut ederek bekler ve hiç bir zaman umduğumuzu bulamayız. 


Çünkü bizler sadece umut eder ve oluşmasını bekleriz. Bu düşünce hem insanî fıtrata aykırı hem de inanca aykırı. Eylem şarttır. 


Beklediğimiz güç aslında bizim harekete geçmemize bağlıdır. 

Hiç bir şey insan olarak ol deyince olmaz. Olması için çaba harcamak gerek. Gizli bir gücün müdahalesini beklemek hiç bir inanca ve akla uymaz.


Bilâkis bizim kontrol etmemiz gerek ve sonrasını ilahi adalete ve Allah'ın külli iradesine bırakmak gerek .

Sevgi ile kalın. 
...
[email protected] 
Mehmet Sebih Altun