Milli sermaye denildiğinde başta maden ocakları, tarım inşaat ve daha çok sektör sayılabilir.
Oysa asıl milli sermayemiz bizim gençlerimizdir. Bir ülkeyi ayakta tutan genç neslidir, ilk başta genç neslimize neler vermeliyiz ve onlardan neler beklemeliyiz. Şüphesizki gençlerimizden beklentimiz verdiklerimizle bağlıdır. Bunların en başında aile terbiyesi gelir bir çoğumuz onlara bolca maddi servet bırakmak suretiyle onlara iyi bir gelecek hazırlamış olduğumuzu düşünüyoruz. Bu analık veya babalık duygusundan kaynaklanıyordur tabi bu ailenin maddi durumuna göre değişiyor amma aile terbiyesi ailenin maddi durumu ile değişmez ve her ebeveyn çocuğuna iyi bir aile terbiyesi verebilir.
Özellikle bölgemizde gençlerimizin bir kısmı Metamfetamin denen maddenin esaretine girmiş hem kendine hem ailesine hemde etrafına huzursuzluk vermektedirler.
Bir kısım gençlerimiz ise turizm bölgelerine çalışmak için gidip oradan yabancı turistlerle evlenmek suretiyle yurtdışına gitmekteler. peki gençlerimiz bu yolları neden tercih ediyorlar bunun önüne nasıl geçebiliriz. belkide ilk önce kendi kendimizi sorgulamalıyız. Acaba bizler genç ve çocuklarımıza neyi eksik veya fazla veriyoruz. Acaba terbiye ve eğtimlerine gerektiği kadar özen gösteriyor muyuz ve yine bizler ekonomik kalkınma için onlarca yatırım yapıyoruz. Acaba gençlerimize ne kadar yatırım yapıyoruz.
Bölge kanaat önderlerimiz bu konuda hayata geçirmiş oldukları yatırım ve projeleri var mıdır. Bilemiyorum peki eğtimini bitirmiş gençlerin eğtim aldıkları bölümden mülakatsız torpilsiz iş bulabiliyorlar mı? eğtim almamış torpil ile atananlar eğtimli gençlerimize haksızlık etmiş olmuyorlar mı torpilliler torpille atanan kadı misali gibi olmazlar mı ? Torpille atanan kadı misalinide yazayım o zaman
varlıklı olan bir adam kış ortasında hastalanır ve vefat etmeden önce tek mirasçısı olan oğluna yatağının altında iki kese altın olduğunu ve onlardan biri senin diğerinide en büyük eşkiyayı bulup ona vermesi gerektiğini vasiyet ettikten sonra vefat eder adam karda kışta gider sorup soruşturduktan sonra en büyük eşkiyanın yedi dağın eşkiyası adıyla nam salan eşkiya olduğunu öğrenir ve onu aramaya başlar nihayet barındığı dağı öğrenip dağa doğru yola düşer dağda eşkiyalar adamı yakalar ve sorguya alırlar adam ağanıza verecek bir hediyem var deyince adamı götürler büyük eşkiyanın huzuruna adam babasının vasiyetini anlattıktan sonra altın dolu keseyi büyük eşkiyaya sunar eşkiya biraz gülümsedikten sonra ben hak etmeyeni öldürmem ve hak etmediğimide almam git bu altın kesesini kadıya ver ve ve ona selamlarımı söyle dedikten sonrada emrindeki eşkiyalara bu adamı sağsalim şehre götürmelerini emrettikten sonra adamı gönderir
adam kadının huzuruna varır başından geçenleri anlattıktan sonra kadıya altın kesesini sunar kadı buna öfkelenerek bana rüşvet mi teklif ediyorsun seni hemen zindana atarım der kadıdan korkan adam kadıya yalvararak bunun başka bir yolu yok mu der kadı kara kaplı kitabı açar ve biraz bekledikten sonra vardır bir yolu adam kadıya sorar nedir bu yol diye kadı eğer aramızda bir alışveriş veya ticaret hasıl olursa şeran bu kese altını alabilirim der ve ona dışardan uzun ve geniş büyük bir tarlayı göstererek bak bu tarla benimdir üzerindeki karı sana satarsam ve sende alırsan aramızda bir senet yapar ve bu kese altını o zaman alabilirim adam hemen senedi imzalar huzurdan ayrılır yolu uzun olduğundan gider bir handa gece yatar ve sabah kalktığında kendisini askerlerin beklediğini görür ve askerler onu alıp tekrar kadının huzuruna götürürler kadı onu tekrar zindana atmakla tehdit ederek ve derki niye satın almış olduğun karı benim tarlamda bekletiyorsun ya karını toplar alır gidersin yada seni zindana atarım adam kadıya yalvarır aman kadı efendi bu kocaman tarladan bu kadar karı toplayıp götürmem mümkün değil?
Bunu nasıl yapabilirim, bunun başka bir yolu yok mu der kadı tekrar kara kaplı kitaba bakarak vardır der adam nedir kadı efendi kadı bana o diğer altın kasesinide verirsen aramızda bir senet yapar rızam olduğunu belirtirim ve sende evine gidebilirsin sonuç olarak gençlerimizinde kravatlı torpille atanmış kadılar olmaması için torpil ve mülakatların kaldırılıp her gencin eğtimini başarıyla tamamlayarak kazandığı ilgili bölüme atanmalıdır.