On Gözlü Köprü
Türkiye’nin güneydoğusunda tarih ve kültürün eşsiz birleşimini sunan antik bir şehir olan Diyarbakır birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir şehirdir. Bu kadim şehir adeta bir açık hava müzesi gibidir. Her ne kadar şavaş ve yıkım gürmüşse de hala birçok tarihi yerleri zamana meydan okurcasına dimdik ayaktadır.
Bunlardan biride her yıl bahar aylarında coşup köpürerek ve azgınlaşarak canlar alan Dicle nehrine meydan okurcasına günümüze kadar dimdik ayakta olup tarihe tanıklık eden on gözlü köprüdür. On gözlü köprü, kadim şehir Diyarbakır’ın simgelerinden biri ve mimarisi ile dikkat çeken bir yapı olarak kabul ediliyor. Dicle köprüsü diyede adlandırılan On Gözlü köprünün yapım tarihi ile ilgili farklı görüşler var. Köprünün Güney cephesinde yer alan kitabedeki tarih, köprünün yapım yılına dair en doğru tarih olarak kabul ediliyor.
Kitabede yer alan bilgiye göre köprü Mervaniler Dönemi’nde inşaa ediliyor. Mervanoğlu Ahmed’in oğullarından olan Emir Müeyyid Devle Kasım Nasır, köprünün yapımını emrediyor. Köprü Kadı Ebu’l Hasan Abdulvahid bin Muhammed’in vasıtasıyla 1065 tarihinde mimar Sancaroğlu Ubeydoğlu Yusuf’a yaptırılıyor.
Ancak bazı araştırmacılar köprünün çok daha eski bir zaman tarihliyor. Köprü üzerinde yer alan kitabenin ise onarım kitabesi olduğunu ifade ediyorlar. Bazı kaynaklarda köprünün 6. yüzyılda I. Anastasias Dönemi’nde yapıldığı bilgisine ulaşılıyor. Köprünün zaman içerisinde şehri kuşatan kuvvetler tarafından yıkılıp, sonradan yeniden onarıldığı ifade ediliyor. Şehrin en son Bizans İmparatoru Juannes Tzimisces tarafından 974 yılında yıktırıldığı ve sonra köprünün Emeviler Dönemi’nde onarım gördüğü biliniyor.
Aynı zamanda, köprü çok kez yıkılmış ama yeniden yapılmış. On gözlü köprü hala dört mevsim boyunca yerli ve yabancı turistlerce ziyaret edilmektedir.