Amerikan Kimya Derneği'nin yayımladığı Environmental Science & Technology adlı bilimsel dergide sonuçları yayımlanan araştırmada katılımcıların yarısından kan örneği de alındı.

Çoğu doku örneğinde on ila binlerle ifade edilebilecek mikroplastikler bulundu. Kan örneklerinin hepsinde plastiğe rastlandı.

Bazı kişilerin mikroplastiklere ameliyat sırasında maruz kaldığına yönelik kanıtlar da ortaya çıktı.

5 milimetre genişlikten daha az boyuta sahip mikroplastikler, vücuda ağız ve burun gibi deliklerden girebiliyor.

5 farklı kalp dokusunda 9 farklı plastik türü görüldü. Kalbin üç farklı bölgesinde bulunan plastikler arasında polimetil metakrilat (PMMA), polietilen tereftalat (PET) ve polivinil klorür (PVC) var. PMMA camın kırılmayan alternatifi olarak biliniyor. PET kıyafet ve besin ambalajlarında, PVC'yse pencerelerde, drenaj borularında ve boyalarda kullanılıyor.

Araştırma ekibi, insanlarda mikroplastik bulunmasının endişe verici olduğunu vurgularken bunların vücuda nasıl girdiğinin ve etkilerinin daha da fazla incelenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Geçen sene yayımlanan bir başka araştırma, insanların her hafta ortalama 5 gram küçük plastik parçacığını vücutlarına aldığını bildirmişti. Bu miktar, kredi kartlarının ağırlığına denk.

Viyana Tıp Üniversitesi'ndeki bilim insanları plastiklerin deniz tuzu, deniz mahsulleri, gıda paketleri ve hatta içme suyundan vücuda girebildiğini vurgulamıştı.

2020 tarihli bir araştırma, mikroplastiklerin nefes alarak ya da deri temasıyla dahi vücuda nüfuz edebileceğini öne sürmüştü.

Sindirim sistemindeki mikroplastik kaynaklı değişiklikler obezite, diyabet ve kronik karaciğer rahatsızlığıyla ilişkilendiriliyor.

Mikroplastiklerin bisfenol ve ftalatlar gibi kimyasal bileşenlerinin hormonları bozduğu ve kanser, kısırlık ve erken ergenlikle bağlantılı olduğu bilindiğinden bilim insanları son yıllarda, bu parçacıkların vücuda alınmasının bir dizi muhtemel sağlık riski taşıdığı uyarısında bulunuyor.

Son çalışmalar da insanların solunum yollarının derinliklerindeki mikroplastiklerin solunum sağlığı üstünde önemli tehlikeler arz edebileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, iflscience, People, New York Post

Kaynak: (AA)