Ancak, bu faydanın yoğurt türlerine göre değişebileceğini ifade eden Stebbing, “Farklı fermantasyon süreçleri, yararlı bakteri seviyelerinde farklılıklara yol açabilir. Bu yüzden canlı bakteri içeren yoğurtları tercih etmek önemlidir,” dedi.

Stebbing ayrıca, şekersiz, tam yağlı ve sade yoğurtların daha fazla protein içerdiğini, şeker ve katkı maddesi oranlarının ise daha düşük olduğunu vurguladı.

Bu öneri, geçen ay yayımlanan bir araştırmadan sonra geldi. Araştırmaya göre, haftada en az iki porsiyon yoğurt tüketen kişilerin, 30 yıl boyunca belirli bir tür bağırsak kanserine yakalanma risklerinin %20 daha düşük olduğu ortaya kondu. Özellikle, bu kişilerde "bifidobakteri" içeren tümörlerin görülme olasılığı daha düşüktü.

Bifidobakteri, bağırsakta doğal olarak bulunan ve sindirime yardımcı olan, aynı zamanda enfeksiyonlardan koruyan faydalı bir bakteri türüdür.

Uzmanlar, yoğurtta bulunan bifidobakterilerin tümör oluşumunu engelleyerek kansere karşı koruyucu bir etki gösterdiğini düşünüyor. Ancak, bu etkinin tam mekanizması hala tam olarak anlaşılamamış durumda.

Son 30 yılda, genç yaşta bağırsak kanseri teşhisi konan hasta sayısının %50 arttığı global verilerle gözler önüne serildi. Uzmanlar, bu artışın nedenlerini tam olarak bilmemekle birlikte, kötü beslenme alışkanlıkları (özellikle ultra işlenmiş gıda tüketiminin artışı) ve fiziksel aktivite eksikliği gibi faktörlerin bu artışı tetikleyebileceğinden şüpheleniyorlar.

Kaynak: İLKHA