Doğru ebeveyn olma konusu ezelden beri süregelen bir meseledir. Öylesine derin ve önemlidir ki hakkında yazılan kitaplar veyahut üzerine konuşulan incelikler gibi hususlar göz önüne alındığında ehemmiyetinin farkına varılır...
Eğitimin temeli muhakkak ki ailede başlar. Bu sürecin asıl mimarları anne ve babalardır. Bölgeye göre mimarların inşa aşamaları ise oldukça çeşitlilik gösterir. Doğu tarafı çocuk yetiştirme tarzı ile batı tarafı çocuk yetiştirme tarzı arasındaki uçurum aşikarken sormak istiyorum, sizce doğru olan hangisi?
Annenin çocukla daha sık iletişim halinde olduğu ve babadan çok daha fazla gelişimi üzerinde etki oluşturduğu gibi bir algı var. Bugün konumuz bu algının doğruluğu veya yanlışlığı değil, çoğu zaman görmezden gelinen babanın etkisi...
Bu dünyada bir çocuğa verilebilecek en güzel hediye kendini yetiştirmiş ahlaklı bir babadır. Özellikle kız çocukları için bu durum oldukça hassas. Bir babanın duruşunu, karakterini sırf çocuğuna bakarak bile anlayabilirsiniz. Ancak toplumumuzun önemli bir çoğunluğu bu farkındalığa sahip değil. Çünkü babanın sadece maddi gelir kaynağı konumunda olduğu ya da akşamdan akşama görülen bir aile bireyi olması düşünceleri aşılamıyor! Ama şu da unutulmasın, bir çocuk babasının saygınlığı ile yaşar, babasına olan güveni sayesinde dik durur, ona olan inancı çerçevesinde karakterini şekillendirir. Bu hiç değişmedi ve muhtemelen hep de böyle kalacak. Toplumun tüm dayatmaları ve dogmalarına karşın ayrım yapmadan kızına araba kullanmayı öğretmekten, erkek çocuğuna ise ev işlerine yardımcı olmayı tembihlemekten çekinmeyen bir babanın sadece ellerinden öpülür... Şu zalim zamanda yönünü bulamayan pusulaların (çocuklarınızın) ibresi olun kıymetli babalar. İbresi hayır istikametine çıkan, başta kendi babam olmak üzere tüm babalara uzun ömürler diliyorum.