Türkiye uluslararası saygınlığı ve prestijini daha da artırmak maksadıyla Avrupa birliğine girmeyi istemekteydi. Avrupa birliğine girmesindeki engeller bulunmaktaydı. Bu engellerden biri olan Türkiye’nin eğitim sistemindeki oranının düşük olmasıdır. Bundan dolayı Türkiye eğitim sistemini daha da yükseltilmesi için yeni politikalar yürütmek istemiştir. Bu politikalar ; Türkiye’nin AB ye girmesi için bütün vatandaşını okullara , liselere ve üniversitelere yerleştirip eğitim sisteminin oranını artırmak istemiştir. Bu politikayı yürüterek üniversite puanlarının düşürmesi ve öğrenci kontenjanlarının artmasıyla eğitim oranının artırıp AB ye girmek istiyordu. Fakat ; üniversiteli mezunlarının çoğalmasına sebep olmuştur ve çoğunu ya hiç alım yapmayarak yada mezun verdiği öğrencilerin toplamının ortalamasına bağlı olarak çok düşük derecede alım yapıp boşta beklettiği bir sürü üniversite öğrencisi bulunmasına sebep olmuştur. ve İİBF de bu boşta bekleten üniversite fakültelerinde biridir.
Aslında bu politikayla sadece İİBF değil bugünkü sistemde hukuk , tıp okuyan öğrencilerin bile boşta kalabileceği ve kaldığı bir eğitim sistemi oluşturulmuştur. Burada İİBF ye yer vermemdeki sebep öncelikle İİBF li olmam J ve istatistiklere bakıldığında ise üniversite puanlarını çok düşürülüp ve kontenjanları artıran fakültelerden İİBF nin en üstlerde yer aldığı görülmektedir.
Bu nasıl duygudur ki ! Gel 2 yıl , 4 yıl veya 6 yıl oku. Okut. maddi manevi emek harca. Harcat. ve sonrasında boşta kal ! Onunla kalmayıp gene atanmak için dershanelere kurslara maddi ve manevi emek harcayarak gene boşta kal ! yada zorlu süreci atlatarak atanıp istemediği bir yerde meslek sahibi olmak ! Bununla birlikte devletin okulunu üniversitesini okuyup bitirdiği yerde gidip özel şirkete çalışmak ! , çalışmak dediğimde sömürülme tamamen ( malum özel şirketlerin çalışma koşuları ve ücretleri aşikardır) .
Ama Gel gör ki eğitim sistemine biz öğrencilerin (referansı olmayan ) dışında üniversiteli öğrencilerini düşünen ne bir sistem ne bir bürokrat nede politikacı var. Düşünen varsa da çok azdır . ki hala boşta olan çok mezun öğrenci vardır. Bu sorunun çözümüyle ilgili emek harcayanların sayısı bile yeterli bulunmamaktadır. Nedeni ise dediğim gibi istisnalar hariç gerekli lojistik desteği almamalarından dolayıdır. Lojistik destek alınamamasından dolayı öğrencilerin emek verme potansiyeli ve motivasyonu düşmektedir.
Gelelim ne demek istediğime ve neler yapılabileceğine …
Bir ülkede o kadar işsiz olan vatandaşı varken ve bu vatandaşlarında yarısından çoğu da üniversiteli öğrencisi olduğu halde , ve bir o kadarda özel sektör adı altında sömürülen , ezdirilen üniversiteli öğrenci varken Affedersin ülke AB ye mi veya MB ye mi girmiş hükümetin dışında kimin umurunda…
Oysa isteselerdi durum böyle olmayabilirdi. Daha makul politikalar üretebilirlerdi. Bu politikalar sayesinde de AB ye de girilebilirlerdi.
Nasıl mı ?
- İhtiyaç duyamayacağı üniversite bölümleri açmayabilirdi.
- İhtiyaç duyacağı bölümlerin kontenjanları artırılabilir.
– Bölüm açıyorsa eğer alım yapabileceği miktarda veya cüzi miktar üstünde bölümler ve bölümlerin kontenjanını belirleyip açabilir.
- Alımlarda rasyonel bir şekilde olmalıdır. Misal mühendis okuyan veya hukuk okuyan bir öğrenciyi İİBF sınavına girmesine imkan vermeyeceksin ki İİBF lilerin atama şansı daha çok olsun. Bu durum diğer bölümler içinde geçerlidir.
- Bide son olarak ta alım yapamıyorsan bari özel sektörün koşuları düzeltilmesi için maddi destekli veya çalışma koşuları ile ilgili desteklerde bulunabilir.