Akciğer kanserinin ölüm oranları oldukça yüksek olup, bu kanserin görülme sıklığı sigara içme alışkanlıklarındaki değişikliklere bağlı olarak alt gruplarda ve cinsiyetler arasında değişiklik göstermiştir. Sigara içmeyenlerde dahi görülen akciğer kanseri vakalarının varlığı, bu hastalığın genetik faktörler, radon gazı, asbest ve hava kirliliği gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilen karmaşık bir hastalık olduğunu göstermektedir.
Akciğer kanserinin belirtileri, hastalığın başladığı yer, nasıl yayıldığı ve vücudun tepkileri gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Nefes darlığı, öksürük (kanlı öksürük dahil) ve kilo kaybı en yaygın belirtiler arasında yer alır. Ancak, bu belirtiler sadece akciğer kanserine özgü olmadığından, hastaların tanı almaları genellikle gecikebilir.
Akciğer kanseri tanısı genellikle göğüs röntgeni ve bilgisayarlı tomografi ile konulur. Kesin tanı için biyopsi gereklidir ve bu genellikle bronkoskopi veya BT-yardımlı biyopsi ile yapılır. Tedavi ve prognozu belirleyen faktörler arasında kanserin histolojik tipi, evresi ve hastanın genel performans durumu bulunmaktadır. Küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri olarak iki ana gruba ayrılan hastalığın tedavisinde, kemoterapi ve radyoterapi küçük hücreli akciğer kanserinde tercih edilirken, küçük hücreli dışı kanserlerde cerrahi genellikle ilk seçenektir.
Akciğer kanserinin görülme sıklığı genellikle yaşla birlikte artar ve genellikle 50-70 yaşları arasında görülür. Erken evrelerde tanı alan hastalarda beş yıllık sağkalım oranı %60-70 iken, ileri evrelerde bu oran %5'in altına düşmektedir. Gelişmiş ülkelerde beş yıllık sağkalım oranları daha yüksekken, gelişmekte olan ülkelerde daha düşük seviyelerdedir.
Akciğer kanseri, tüm dünyada kanser türleri arasında erkeklerde en sık ölüme neden olan birinci, kadınlarda ise ikinci sıradadır. ABD'de hem kadın hem de erkeklerde en ölümcül kanser türüdür. Ancak, sigara içiminin azalmasıyla birlikte ABD'de akciğer kanseri insidansında azalma görülürken, Türkiye'de sigara içiminin artması nedeniyle bu kanserin görülme sıklığı artmaktadır.
Akciğer kanseri, 20. yüzyılın başlarında nadir görülen bir hastalıkken, günümüzde her iki cinsiyette de ölümlerin başında gelmektedir. Sigara içme alışkanlıklarındaki değişikliklere bağlı olarak kadınlarda görülme sıklığında artış gözlenmiş ve bu kanser türü kadınlarda da önemli bir tehdit haline gelmiştir.
Akciğer kanserinin küresel insidans artış hızı yılda %0,5 iken, özellikle kadınlarda bu artış oranı %4,1'e kadar çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde sigara içiminin azalmasıyla birlikte akciğer kanseri ölümlerinde azalma görülse de, gelişmekte olan ülkelerde sigara içiminin artması nedeniyle ölüm oranları yüksek seviyelerde devam etmektedir.
Akciğer kanseri belirtileri, hastaların çoğu zaman ileri evrelerde tanı aldığı bir hastalıktır. Öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve kilo kaybı gibi semptomlar, tümörün büyüklüğüne, lokalizasyonuna ve metastaz durumuna bağlı olarak ortaya çıkar. Tanı konan hastaların bir kısmı asemptomatik olabilir, bu nedenle kanser tanısı genellikle tesadüfen çekilen röntgenlerle ortaya çıkabilir.
Akciğer kanserine bağlı semptomlar, genellikle tümörün yerleşimi ve büyüklüğü, metastaz durumu ve paraneoplastik sendromlar gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, hastalığın teşhisi ve tedavisi, bireyin özelliklerine ve hastalığın özelliklerine göre kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir. (Haber: Erol Baran)