Alerjik rinitin, burun kaşıntısı, tıkanıklık, hapşırma ve berrak burun akıntısıyla kendini belli eden bir rahatsızlık olduğuna dikkat çeken Dr. Selen, bu hastalığın burun mukozasını etkilediğini belirtti. Mevsimsel alerjik rinitin halk arasında “saman nezlesi” olarak bilindiğini ifade eden Selen, ağaç, çayır ve yabani ot polenlerinin bu durumu tetiklediğini söyledi.
"Kuru ve rüzgârlı havalarda dışarı çıkmaktan kaçının"
Polen yoğunluğunun, hava sıcaklığı, yağış ve bölgenin bitki örtüsüne göre değişiklik gösterdiğine işaret eden Dr. Selen, polen mevsiminde açık havada yapılacak aktivitelerden kaçınılması gerektiğini belirtti. Dışarı çıkılması gerekiyorsa şapka ve gözlük gibi koruyucu ekipmanların kullanılmasının önemli olduğunu ifade eden Selen, araç ve ev camlarının kapalı tutulması ve polen filtrelerinin düzenli olarak değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca sabah 5 ile 10 saatleri arasındaki zaman diliminde polen yoğunluğu arttığı için dışarı çıkmamanın faydalı olacağını ekledi.
"Alerjik rinit okul başarısını olumsuz etkileyebilir"
Dr. Selen, alerjik rinitin çocuklarda uyku düzeni ve ruh hali üzerinde olumsuz etkiler yapabildiğini, bu durumun okul performansında düşüşe neden olabileceğini söyledi. Tedavi sürecinde öncelikle alerjenlerden uzak durmanın önemli olduğunu, ardından ilaç tedavisi ve alerjene özel immünoterapinin devreye girdiğini belirtti. Kliniğe başvuran hastalara deri testi uygulandığını, özellikle polen alerjilerinde bu testlerin teşhiste önemli yer tuttuğunu ifade etti.
"Küresel ısınma polen mevsimini uzatıyor"
İklim değişikliği nedeniyle polen sezonunun artık daha erken başladığını ve daha uzun sürdüğünü belirten Dr. Selen, bu durumun şikayetlerin daha yoğun ve kalıcı hale gelmesine neden olduğunu dile getirdi. Bu dönemde burun akıntısı, kaşıntısı, hapşırma, gözlerde sulanma ve kızarıklık gibi belirtiler yaşayan kişilerin tedaviye başlamasının önemli olduğunu vurguladı.
"Alerjik rinit astım gelişimine zemin hazırlayabilir"
Alerjik rinitin, ilerleyen süreçte astım riskini artırabileceğine dikkat çeken Selen, tanı konulan hastaların düzenli aralıklarla takip edilmesi gerektiğini belirtti. Bu riski azaltmak amacıyla, alerjene özgü immünoterapi uygulamalarının kliniklerinde yapıldığını söyledi.