HASAN...
26 yaşındaydı...
Hani derler ya...
"Pırıl pırıl bir delikanlıydı"...
Hah işte...
Tam da öyle bir delikanlıydı Hasan...
7 yaşında her çocuk gibi mektebe başladı...
Yaklaşık 15 yıl dirsek çürüttü...
Ve nihayet diplomasını aldı...
Öğretmen oldu...
Bekledi...
Bir an önce kavuşsun diye bekledi...
Kime mi?..
Kime olacak...
Tabii ki öğrencilerine...
Tam 4 koca yıl bekledi...
Ama heyhat...
Nafile bekledi...
Olmadı...
Gidemedi...
Ne büyükşehirde bir ilçeye...
Ne de Anadolu'da bir köye...
26 yaşındaydı...
Adı Hasan'dı...
Okuyup öğretmen olmuştu...
Pırıl pırıldı...
Gıcır gıcır...
İçi...
Yüreği...
Pır pırdı...
Çünkü öğretmen olmuştu...
Sevinçliydi...
Bekledi...
Bekledi...
Bekledi...
Ama...
Atanamadı...
Gidemedi....
Baktı ki olacak gibi değil...
Baktı ki, geçim derdi başa bela...
Gitti...
Gitti bir plastik fabrikasında iş buldu...
Para lazımdı...
İhtiyacı vardı...
26 yaşındaydı...
Fabrikada 26 gündür çalışıyordu...
Son mesaisi...
Gece vardiyasıydı...
400 tonluk pres makinasının başındaydı...
Makina durdu...
Altına girdi...
Arıza ne diye bakmak istedi...
Ve...
Birden makina çalıştı...
400 tonluk pres...
Takır takır çalıştı...
Kıtır kıtır içine aldı Hasan'ı...
Öldü Hasan...
Feci şekilde öldü...
Tek derse bile giremeden öldü...
Çünkü...
Atanamamıştı...
Çünkü...
Onu atayacak bir "hamisi" yoktu...
Çünkü...
Ona hakkını verecek bir "adalet" yoktu...
Öldü...
Öldü Hasan...
Tam 26 yaşındaydı...
Bazılarının gemicikler sahibi oldu yaşta...
Bazılarının Singapur casinolarında rulete bir elde binlerce dolar bastığı yaşta...
Ve...
Bazılarının!..
Neyse...
İşte o yaşta öldü Hasan .....
Başka öğretmenlerin ölmemesi adına çeyrek maaşı ile 5 yıllık ücretli öğretmenlik yapmış öğretmelere kadro verilecekti yoksa Hasan öğretmen gibi mı olsun sonları?