Nature Metabolism dergisinde yayımlanan bir çalışmada, vücudun uzun süreli açlığa verdiği tepkiler ve bu süreçte işleyen biyolojik mekanizmalar ele alındı. Araştırma, Queen Mary Üniversitesi Hassas Sağlık Araştırma Enstitüsü (PHURI) ve Norveç Spor Bilimleri Okulu’ndan bilim insanları tarafından yürütüldü. Bu bulgular, gelecekteki araştırmalar için temel oluştururken, uzun süreli oruç tutamayanlar ya da ketojenik diyet gibi benzer yöntemleri uygulayamayanlar için alternatif tedavi seçeneklerine kapı aralıyor.
Araştırmanın Detayları
Araştırmada, sadece su tüketerek 7 gün boyunca oruç tutan 12 sağlıklı gönüllü incelendi. Katılımcıların kanında yaklaşık 3.000 proteinin seviyesindeki değişiklikler, oruç öncesi, oruç sırası ve sonrası dönemlerde günlük olarak ölçüldü. Bu proteinlerin hangi biyolojik süreçlere dahil olduğu belirlenerek uzun süreli oruç tutmanın sağlık üzerindeki etkileri analiz edildi.
Çalışma, orucun ilk iki ila üç gününde vücudun enerji kaynağını glikozdan yağ depolarına çevirdiğini gösterdi. Gönüllüler, bu süreçte yağ ve kas kütlesi dahil olmak üzere ortalama 5,7 kilogram kaybetti. Oruç sonrasında üç günlük beslenme sürecinde kas kütlesinin büyük ölçüde geri kazanıldığı, ancak yağ kütlesinin korunarak kaybolduğu gözlemlendi.
Protein Seviyelerindeki Değişimler
Araştırmacılar, üçüncü günden itibaren vücut protein seviyelerinde dikkat çekici değişimler tespit etti. Bu durum, kalori kısıtlamasının vücut genelinde bir yanıt oluşturduğunu ortaya koydu. Ölçülen proteinlerin üçte biri, vücuttaki ana organlarda belirgin değişiklikler gösterdi. Bu değişiklikler arasında, sinir hücrelerini destekleyen yapısal proteinlerdeki oruca özgü farklılıklar da yer aldı.
PHURI Sağlık Veri Başkanı ve Berlin Sağlık Enstitüsü Hesaplamalı Tıp Grubu Eş Başkanı Maik Pietzner, bulgularla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Bu çalışma, oruç tutmanın belirli durumlarda neden faydalı olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. Oruç, bazı hastalıkların tedavisinde etkili bir araç olabilir. Ancak sağlık sorunları olan bireyler için bu yöntem her zaman uygulanabilir değil. Bu bulgular, orucun yararlı olduğu durumları anlamamızı sağlayarak alternatif tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sunabilir."
Araştırma, orucun vücut üzerindeki kapsamlı etkilerini anlamaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.