Ve sonunda uzun bir aradan sonra ana muhalefet partisi liderlerinden biri akıl edip güneydoğunun siyasi merkezi konumundaki Diyarbakır’a teşrif ettiler.          Bu gerçekten siyaset açısından bakıldığında hiç de küçük görülmeyecek güzel bir olay.Kaç yıldır güneydoğuyu neredeyse konu başlıklarının arasından çıkaran diğer siyasetçilere de bence güzel bir mesaj olarak algılanabilir ve algılanması da lazım.  Kılıçdaroğlu Diyarbakır’a geldi gelmesine evet ama sadece küçük bir  mahalleye tıkılıp konuşma yapmaktan başka ne yapabildi. Ufacık bir binanın balkonundan seslendiği bi avuç insan Kılıçdaroğlun’a ne kazandırdı. Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Ki zaten eminim ki onu dinleye gelenler de Diyarbakır’da Chp il Teşkilatında çalışan görevliler ve onların yakınlarından başkaları değildi. O küçük mahalleden bi avuç insana ulaşmak ve onlara seslenmek yerine, başbakanın yaptığı gibi geniş alanda bir yer kurulsaydı ve oradan seslenseydi halka daha da etkili olmaz mıy dı. Şundan eminim ki Diyarbakır’da bir çok kişi bu adamın geldiğinden bile bihaberdi. Geniş bir alana kurulacak olan platformdan halka seslenseydi eğer onu daha fazla insan duyardı ve daha geniş kitleye hitap ederdi. Bu konuda tecrübeli olan Chp yönetiminin neden boyle yaptığını kestiremedim açıkçası. Acaba korunamamaktan mı korktular? Bence hayır çünkü zaten bütün medya ve polis neredeyse onların emri altında çalışıyor. Kaldı ki polis en kötü durumlarda bile korumak istediği kişileri koruyabilecek kapasiteye sahip.
           
           Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarına gelince; açıkçası onu dinlerken kendimi gülmekten alıkoyamadım. Bir insan kendisiyle bu kadar mı çelişir ya. Sen kalk türbana şiddetle karşı çık. İnsanların giyim kuşamına, diline, düşüncesine laf söyle ondan sonra da de ki: devlet büyün insanlara eşit davranır ve davranmak zorundadır.  Aslında evet bu konuda sonuna kadar haklı devletin herkese eşit bir mesafede durması lazım. Kimseyi kimseden ayırt etmeden yaklaşması lazım..  İstanbul’ daki süper zengin bir adam neyse Hakkari’deki, Bitlis’teki bir insanımızın da Devletin gözünde eşit haklara sahip olması lazım.. Fakat benim en çok takıldığım konu ise Chp genel başkanının böyle bir şeyi söylemiş olmasıdır. Çünkü chp’nin hangi düşüncelere sahip olduğunu hepimiz zaten biliyoruz. Bu tür söylemlerle kalkıp da bence kimsenin gözünü boyayamazlar. Hele ki Diyarbakır’da bunu asla yapamazlar. Bu ülke hepimizin, bu ülkeyi sadece birilerinin ataları değil hepimizin atası birlikte savaşarak kurtarmıştır dedi. Kılıçdaroğlu. Bunu bizler zaten en başından beridir söylüyoruz ve bunun içindir de bu ülkede bizim de hakkımızın olduğunu söylüyoruz. Ama nedense bu hep kulak arkası edilir hatta duymazdan gelinir. Senin bugün gelip Diyarbakır’da konuştuklarını Diyarbakır’daki halkım zaten yıllardan beridir söylüyor ki senin gelip aynı şeyleri tekrarlaman faydasız bence. CHP güneydoğuda etkili olmak istiyorsa iktidar partisi ve tabii ki de öncelikle Bdp ile anlaşmak zorunda, bu üç kilit oluşum ve belki de diğerleri de kafa kafaya verip mutlaka ama mutlaka yeni bir anayasa için çalışmalara derhal başlamalılar. Hatta bir ara sanırım CHP yönetimi yeni anayasa konusunu gündeme taşımıştı ve destekliyoruz demişti. Bunun akabinde sayın Başbakan eğer samimiyseniz gelin ben size bir kurul göndereyim, çalışmalara başlayın demişti.  Ama CHP den bu konuda atılan somut bir adım henüz yok ne yazık ki.
 
          Şimdi öncelikle Kürt halkının isteklerine ve taleplerine biraz bile olsun cevap veremeyen bir siyasi partinin kalkıp da Kürtlerin ana siyasi merkezi olarak bilinen Diyarbakır’a gelmesi ne ifade etti.  Bizler için onu tartışmamız lazım. Fakat her şeye rağmen böyle değişik görüşteki insanlarımızı dinlemekten hiçbir zaman hoşnutsuzluk duymayız her türlü görüşü dinlemeye hazırız yeter ki barış ve demokrasi yüklü olsun. Diğer farklı siyasi parti liderlerini de güzellikler şehri tarih kentimiz olan Diyarbakır’da dinlemek ümidiyle;
                                                                                      Mehmet Şirin GÜL     [email protected]