Dünyanın dört bir tarafından kutsal topraklara akın eden hacı adayları, ilk umre ziyareti kapsamında tavaf ve say yaparak ihramdan çıktı.

Kabe'ye en yakın alanda sadece ihramlılar tavaf yapabiliyor

Öte yandan hac ibadeti için ülkeye girişine izin verilen hacı adaylarına yönelik kısmen uygulanan tedbirleri de dikkat çekiyor.

KAÇAK TAVAF HELAL DEĞİL 

Bu kapsamda Kabe'ye en yakın olan metaf alanında sadece ihramlı olan hacı adaylarının tavaf yapması sağlanıyor.

İhramlı olmayan hacı adayları ise ilk metafın dışında ve üst katlarda tavaf yapabiliyor.

Tavaf alanına sadece umre yapan ihramlılar alınıyor, tavaf için ihram giymek caiz olur mu?

İslami alimlerden edinilen bilgilere göre; 

Günümüzde Kabe’nin yanına ihramsız almıyorlar, tıraş olduktan sonra ihramlı elbiseler ile ihramlı gibi görünüp içeriye girmek caiz olur mu?

Bismil Haber sahibi 2025 yılında ümre ziyareti yaptı. Bu konuyu islam alimlere sordu.  İslam alimlerin görüşü şu şekilde; sadece Kabe Tavaf alanına tavaf için, ümre niyeti yerine getirmemesine rağmen Kabe tavaf alanında yürümek için ihrama giren kişilere yakışmıyor. Müslüman her konuda dürüst olmalı, Kabe görevlileri kandırmak için ihram giyilmez denildi. 

I M G 3690

Suudi Arabistan tarafından hac sırasında gündeme getirilip devam eden yasaklardan biri de; erkeklerin Metaf  (tavaf alanı) ve Mes’a (say alanı) bölümüne girmesinin kısıtlanmasıdır. Suudi yetkililerin belirttiği üzere Beytullah’ın yanında ancak ihramlı olanlar tavaf yapabilir, ihramlı olmayanlar da üst sınıflarda tavaf yapar. Elbette bu yasak sadece erkekler içindir ve kadınlar, Mescid-i Haram’ın farklı yerlerinde Allah’ın evi’ni kolaylıkla tavaf edebilirler. Suudilerin bu kanunları uygulayabilmeleri için, Kabe’nin çeşitli girişlerinde bazı Mescid-i Haram görevlileri hazır bulunarak, insanların özel kıyafetleriyle girmesini engellemektedir. Kâbe’yi tavaf etmek isteyen tüm erkekler ihram kıyafetleri giymeli, aksi takdirde üst sınıflara yönlendirilmektedirler.

Ulul’emre (yöneticilere) itaati emreden ayeti celile de (Nisâ, 4/59): “İtaat ediniz” emri tekrarlanmadan “ülü’l-emre de…” denilmesi, bunların itaat yükümlülüğü bakımından Allah Teâlâ ve Rasûlü (s.a.s.) gibi olmadıklarına, emirleri meşrû (Allah ve Rasulünün tâlimatına uygun) olmadıkça kendilerine itaat edilmeyeceğine işaret etmektedir. Ayet-i celilede ki ifadeden anlaşıldığı gibi, müminlerin kendilerinden olan idarecilere Allah’ın emirleri ile çelişmediği sürece itaat edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Buna göre; hac ve umre ibadetlerini ziyaretçilerin suhuletle eda edebilmeleri için yetkili makamların kararlarına uymak insani ve İslami bir vazife olarak değerlendirilebilir. Ancak hastalık, yaşlılık ve benzeri sebeplerle mazereti olan kimseler Kâbe’nin yakınında tavaf yapabilmek için ihramlı gibi gözükerek ihram elbisesi giymelerinde bir mahsur olmaz. Sağlığı yerinde ve durumu elverişli olan kimselerin bu yola başvurmaması daha doğru ve isabetli bir davranış olur. Doğrusunu Allah bilir.

I M G 3688

Bir mazereti olmadığı hâlde tekerlekli sandalyeye binerek sa’y yapan kimsenin sa’yi geçerli midir?

Hanefî ve Malikî mezheplerine göre gücü yeten kimsenin sa’yi yürüyerek yapması vaciptir. Buna göre gücü yettiği hâlde sa’yi tekerlekli sandalye ile yapmak, yürüyerek iade edilmediği takdirde dem (koyun veya keçi kesmek) gerektirir. Hasta, yürüyemeyecek kadar yaşlı ve özürlü olanlar, tekerlekli sandalye ile sa’y yapabilirler. Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre ise sa’yi yürüyerek yapmak sünnettir. Kişinin gücü yettiği hâlde sa’yi tekerlekli sandalye ile yapması, mekruh ise de ceza gerektirmez.

Kaynak: Haber Merkezi