Diyarbakır’ın gözbebeği Hevsel Bahçeleri, baharın gelişiyle birlikte sadece doğal güzelliğiyle değil, mutfaklara sunduğu zenginliklerle de öne çıkıyor. Dicle Nehri’nin bereketiyle beslenen bu verimli topraklarda, ilkbahar aylarında kendiliğinden yetişen heliz, yabani sarımsak, sirim, gulik, tort, ebegümeci, hardal otu, kuzukulağı, ısırgan, yarpuz, kenger ve çiriş gibi pek çok yabani ot, Diyarbakır mutfağında eşsiz tatlara dönüşüyor.
Yenişehir Halk Eğitimi Merkezi’nde görevli usta öğreticiler ve kursiyerler, bu doğa harikasını ziyaret ederek otları özenle topluyor. Toplanan bitkiler, geleneksel tariflerde kullanılarak hem sağlıklı hem de nostaljik lezzetlerin sofralara taşınmasını sağlıyor. Isırgan otlu ekmekten mastavaya, otlu mücverden boraniye, gırık gibi etli yemeklerden sarmaya kadar birçok yöresel tat bu şifalı otlarla hazırlanıyor.
"Hevsel, bizim için bir doğa ve lezzet şöleni"
Yiyecek ve İçecek Hizmetleri Eğitmeni Derya Akdağ Aykaç, Hevsel’de yetişen otların her birinin hem lezzet hem de şifa sunduğunu belirterek, doğru tanımlanıp işlenmediklerinde bazı bitkilerin zararlı olabileceğini vurguladı. Özellikle yılan otu gibi türlerin ayranla işlem görmeden tüketilmemesi gerektiğini hatırlatan Aykaç, otların toplanma ve hazırlık sürecinin büyük bir özen istediğini ifade etti.
Aykaç, "Hevsel Bahçeleri bizim için adeta bir lezzet şöleni. Topladığımız otlarla sağlıklı, mevsimlik yemekler hazırlıyoruz. Yarpuz, C vitamini açısından zengin; kenger ise hem diş sağlığına hem de sindirime faydalı bir bitki. Doğayla iç içe bir süreç bu, öğrencilerimizle hem öğreniyor hem de geleneksel tarifleri yeniden yaşatıyoruz" dedi.
10 otla 25 çeşit yemek
Unutulmaya yüz tutmuş tarifleri canlandırmayı hedefleyen ekip, yaklaşık 10 farklı ottan 25’e yakın yemek hazırlayabiliyor. Otlar, yumurta, un, bulgur gibi temel malzemelerle birleştirilerek hem sağlıklı hem de yaratıcı tarifler ortaya çıkarıyor. Bu da sofralara hem lezzet hem de çeşitlilik katıyor.
Kursiyerler doğayla mutfağı buluşturuyor
Kursiyerlerden Dilan Özgan, gulik otuyla hazırlanan bulgur pilavının damaklarda iz bırakan bir lezzet sunduğunu belirtirken, ebegümecinden yumurtalı kızartma, kengerden ise hem kızartma hem meftune yaptıklarını aktardı. Özgan, bazı otların zehirli olabileceğini bildiklerini, bu yüzden dikkatli bir şekilde ayıklama yaptıklarını da ekledi.
Bir diğer kursiyer Songül Çolak ise Diyarbakır mutfağının sadece ciğerle sınırlı olmadığını, baharda Hevsel Bahçeleri’nden toplanan otlarla yapılan yemeklerin de bu kültürün vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurguladı. "Bu yemekler düğün sofralarımızın baş tacıdır. Büyüklerimizden öğrendik, şimdi bizler de gelecek nesillere aktarıyoruz. Hevsel sadece doğa değil, aynı zamanda bir kültür mirasıdır" diye konuştu.
