Türkiye, tarım ülkesi olma vasfını uzun yıllardır koruyan bir ülkedir. Buğday, Türkiye’nin en önemli tarımsal ürünlerinden biri olup, ekmeğimizin, makarnamızın ve daha birçok gıdanın temel hammaddesidir.
Ancak son yıllarda buğday fiyatlarının düşük seyretmesi, çiftçilerin gelirlerini olumsuz etkilemekte ve tarımsal üretimde sürdürülebilirliği tehdit etmektedir.
Türkiye'nin buğday üretimi yıllık yaklaşık 20 milyon ton civarındadır. Ancak, yerli üretim iç talebi tam karşılamadığından, ithalat da önemli bir rol oynamaktadır. 2019/2020 döneminde buğday üretimi 18 milyon ton, iç tüketim ise 20.1 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye, buğday ithalatının %65'ini Rusya'dan ve %13'ünü Ukrayna'dan gerçekleştirmektedir. 2020 yılında toplam ithalatın %78'i bu iki ülkeden sağlanmıştır.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 2022 yılı için sert ekmeklik buğday alım fiyatını ton başına 6.050 TL olarak belirlemişken, 2023 yılında bu rakam 8.250 TL'ye yükseltilmiştir. Ayrıca, çiftçilere destek olarak ton başına 1.000 TL verilmiştir, böylece toplamda ton başına 9.250 TL ödeme yapılmaktadır . 2024 yılı için ise açıklanan rakamlar makarnalık buğday için 11.750 TL, ekmeklik buğday için 11.000 TL arpa için ise 8.000 TL olarak belirlenmiş olup bu rakamlar maaliyetleri bile karşılamamaktadır. Çiftçi şimdi ne yapsın…
Bu yazıda, buğday fiyatlarının düşük olmasının nedenlerini ve bu durumu düzeltmeye yönelik çözüm önerilerini ele alacağız.
Nedenler
1. Yüksek Üretim Maliyetleri ve Düşük Verim: Çiftçilerin yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalması, özellikle gübre, mazot ve tohum fiyatlarındaki artışlar, buğday üretiminin maliyetini artırmakta, ancak bu maliyet artışları ürün fiyatlarına yansımamaktadır. Ayrıca, verimlilik sorunu, modern tarım tekniklerinin yeterince kullanılmaması ve tarım arazilerinin parçalı yapısı nedeniyle üretim miktarını sınırlamaktadır.
2. İthalat Politikaları: Türkiye, buğday ihtiyacını karşılamak için sık sık buğday ithalatına yönelmektedir. Düşük gümrük vergileriyle ithal edilen buğday, yerli üreticinin rekabet gücünü düşürmekte ve piyasada fiyatların düşmesine yol açmaktadır. İthalatın artması, yerli üreticinin ürününü satamaması riskini doğurmaktadır.
3. Pazarlama Sorunları: Çiftçilerin ürettikleri buğdayı pazarlama konusunda yaşadıkları sıkıntılar, aracılar nedeniyle oluşan fiyat farkları, ürünlerin değerini bulmasını engellemektedir. Pazarlama altyapısının yetersiz olması ve kooperatifleşme oranının düşük olması da bu sorunu derinleştirmektedir.
Çözüm Önerileri
1. Destekleme Politikalarının Gözden Geçirilmesi: Tarım politikalarının çiftçiyi daha etkin bir şekilde destekleyecek şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Doğrudan gelir desteği, mazot ve gübre desteği gibi uygulamaların artırılması, çiftçinin üretim maliyetlerini düşürebilir.
2. Verimlilik Artırıcı Tedbirler: Modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması, eğitim programlarıyla çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve verimli tohumların kullanımı teşvik edilmelidir. Ayrıca, sulama projeleri ve tarım arazilerinin toplulaştırılması gibi altyapı yatırımları da verimliliği artıracaktır.
3. İthalat Politikalarının Düzenlenmesi: İthal buğdaya uygulanan gümrük vergilerinin gözden geçirilmesi ve yerli üreticiyi koruyacak şekilde düzenlenmesi önemlidir. İthalatın kontrollü ve belirli dönemlerde yapılması, yerli üreticinin piyasada rekabet edebilmesine olanak tanıyacaktır.
4. Pazarlama Altyapısının Güçlendirilmesi: Çiftçilerin ürünlerini daha iyi fiyatlarla satabilmeleri için kooperatifleşme teşvik edilmeli, aracılardan kaynaklanan fiyat farklarını azaltacak doğrudan satış mekanizmaları oluşturulmalıdır. Ayrıca, tarımsal ürünlerin depolanması ve taşınması konusundaki altyapı eksiklikleri giderilmelidir.
Sonuç olarak, buğday fiyatlarının düşük olmasının arkasında yatan yapısal sorunların çözülmesi için kapsamlı ve çok boyutlu politikalar gerekmektedir. Çiftçilerin desteklenmesi, verimliliğin artırılması ve pazarlama altyapısının güçlendirilmesi gibi önlemler, Türkiye’de buğday üretiminin sürdürülebilirliğini ve çiftçilerin refahını artıracaktır. Tarım sektörü, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısının temel taşlarından biridir ve bu sektöre yapılan yatırımlar, uzun vadede toplumun tamamına fayda sağlayacaktır.
Mahsun ECE
Ziraat Mühendisi - Proje Uzmanı