Yerel seçimlere sayılı günler kala eskisi gibi seçim heyecanı yok. Niye mi? Bizim meşhur bir sözümüz var ‘Görünen köye kılavuz istemez’ diye. Türkiye'de bu seçimde İstanbul ve Ankara belirsizliğini korurken diğer yerleri hangi partilerin alacağı ortada.
Ama gel gör ki siyasetin kanunu bu, mücadele gerekiyor ve siyaset yapılması lazım.
Bazen yerel seçimlerde iyi bir adayın da etkisi olur halkın gözünde iyi bir yönetici ise iyi bir siyasetçi ise halk destekler ama halk umutsuz ise iyi bir siyasetçi yoksa o zaman kendi düşünce ve ideolojisine yönelir.
Söylenecek bir şey kalmaz ve herkes kendi iradesini kullanır.
Yani kısacası halkın gözünde ve düşüncesinden çıkmayan bir şeyler var bu da siyasette bir yere kadardır.
Siyasetçilerin işi bitti mi halkı tanımazlar, bir gün kapıyı çalmazlar ta ki seçimden seçime kadar derler.
Hiçbir siyasetçiye güvenmezler hem halkın gözünde hem de sokakta ki halkın nabzı söylenen söz bu siyasetin kıblesi yoktur diye.
Evet ben de derim ki siyasetin kıblesi yoktur.
Ama siyasete yön veren, kıblesini düzelten de yamuk yapan da siyasetçidir.
Özellikle yerel seçimlerde iyi bir siyasetçi ve yöneticiye ihtiyacımız var
Çünkü dürüst, iyi bir aday ve siyasetçi olursa kazandığı belediyeyle oradaki halkın kaderini değiştirecek bir güce sahip olur.
Hizmetleriyle oradaki toplum da, geleceğe umutla bakabilecek bir görüşe sahip olur.
İllaki herkesin gönlünde bir parti vardır amma İnşallah bu seçimde hangi aday olursa olsun, hangi belediyeyi kazanırsa kazansın
‘Halka hizmet hakka hizmettir’ anlayışına sahip olmasını istiyor.
Şimdiden adaylara başarılar diliyorum ve bu düşünceye davet ediyorum: Hem Halk kazansın hem de Hakka hizmet olsun, hem de siyasetin kıblesi düzelsin.
Kalın sağlıcakla.