Şeyh Said ve 46 yoldaşının, 29 Haziran 1925'te Diyarbakır'da Şark İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilmelerinin üzerinden 99 yıl geçmiş olmasına rağmen, Müslüman Kürd halkı bu İslami mücadeleyi asla unutmadı.

"Ben değersiz dallarda asılmam" diyen Şeyh Said Efendi, mücadelesinin Allah ve dini için olduğunu belirtmişti. O, İslam'ın ve İslami değerlerin korunması için direnen önemli bir liderdi.

Şeyh Said Efendi'nin kimliği

1865 ya da bazı rivayetlere göre 1866 yılında Elazığ'ın Palu ilçesinde doğan Şeyh Said Efendi, çocukluğunu Palu ve Hınıs'ta geçirdi. Babası Şeyh Mahmud Fevzi'nin medreselerinde eğitim gördü ve İslami ilimlerde büyük bir birikim kazandı.

Şeyh Said, dönemindeki önde gelen âlimlerden biriydi ve astronomi, felsefe, geometri gibi ilimleri de iyi biliyordu. Ayrıca Kürdçe'nin Kırmanci ve Zazaki lehçeleri ile birlikte Arapça, Farsça, Türkçe, Urduca ve Ermenice gibi dilleri de öğrenmişti.

Kemalist rejimin İslam ve İslami değerlere yönelik saldırıları Şeyh Said Kıyamı'na yol açtı

Şeyh Said Kıyamı, 13 Şubat 1925'te, Dara Hênê (Hani) vilayetinin Eglê (Eğil) bucağına bağlı Piran (Dicle) köyünde başladı. Kemalist rejimin İslam ve İslami kurumlar üzerindeki baskılarına karşı bir tepki olarak ortaya çıktı.

Şeyh Said, yeni rejimin İslamiyet'i hedef almasından büyük rahatsızlık duyuyordu ve buna karşı çıkan mektuplar gönderiyordu. Bu süreçte, Urfa'daki Milli Aşiret Reisi Halil Bey'e gönderdiği mektupta, Şeyh Said Efendi rejimi sert bir dille eleştiriyor ve Müslümanların ayağa kalkmasını öneriyordu.

Ayaklanmanın başlangıcında, Şeyh Said ve 46 yoldaşı Diyarbakır'da idam edildi. Bu olay, Müslüman Kürd halkı üzerinde derin izler bıraktı ve İslam'a karşı yapılan zulmü hatırlatmak için önemli bir simge oldu.

Şeyh Said'in mücadelesi sadece Kürdistan'a özgü bir hareket değildi, aynı zamanda tarih boyunca var olan hak-batıl mücadelesinin bir örneğiydi.

Cumhuriyetin ilanından sonra Hilafetin kaldırılması ve İslami değerlere yapılan saldırılar, Kürdistan'da da büyük etkilere yol açtı ve Şeyh Said'in hareketine zemin hazırladı.

Şeyh Said'in ölümünden önceki sözleri, onun mücadelesinin ne kadar ilahi ve dini olduğunu ortaya koymaktadır: "Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve dini içindir."

Şeyh Said'in idam edilmesi, Müslüman Kürd halkı üzerinde büyük bir zulüm furyası başlatmış ve İslami ve kültürel değerlere karşı yapılan tasfiyeleri hızlandırmıştır.

Kaynak: İLKHA