Helal sertifikalandırma, Müslüman tüketiciler için kabul edilebilir gıdaların ve tüketilebilir ürünlerin üretilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu durum, dünya genelindeki 2 milyar 100 milyon Müslümanı ve helal ürünleri tercih eden diğer milyonlarca insanı ilgilendirmektedir.

Dünya Helal Birliği Başkanı Ahmet Gelir, İLKHA muhabirine yaptığı değerlendirmede helal ürün ve hizmet belgelendirme çalışmalarının, Müslümanların kullandığı ürün ve hizmetlerin tercihlerine yardımcı olmayı amaçladığını ifade etti.

Helalin, dünya Müslümanlarının yediği, içtiği ve kullandığı eşya, ürün ve hizmetlerin Allah tarafından yasaklanmayan şekilde kullanılması anlamına geldiğini belirten Gelir, "Helal, Allah'ın serbest bıraktığı şeydir. Günümüzde helal ürün ve hizmet demek, tarlada ürettiğimizi evde tüketmekten farklıdır. Artık tarla var ama arada bir fabrika bulunuyor. Fabrikada üretim süreçleri ve formüller var. Kimyasal ürünler, boyar maddeler, renklendiriciler, tatlandırıcılar, kıvam arttırıcılar gibi birçok katkı maddesi bulunuyor. Müslümanların bunların her birini tanıyıp ona göre tercih yapması mümkün değildir." dedi.

"Helal konusundaki hassasiyet artıyor"

Gelir, helal ürün ve hizmet belgelendirme çalışmalarının Müslümanların kullandığı ürün ve hizmetlerin tercihlerine yardımcı olmayı amaçladığını belirterek, "Ürünün üzerinde helal belgesi varsa, bu belgenin ve logosunun bulunması, ürünün helal belgelendirmesinin yapıldığını ve farklı bir göz tarafından denetlendiğini gösterir. Üzerinde helal belgesi veya logosu bulunmayan ürünler haram anlamına gelmez. Helal belgelendirme yapılmadan önce de müminler haram yemiyordu. Bu sadece ürünlerin helalliğini tescil eden bir kurum tarafından denetlendiğini gösterir. Başladığımız günden bu yana dünya Müslümanlarının helal konusunda hassasiyetlerinin arttığını gözlemliyoruz." şeklinde konuştu.

"57 İslam ülkesinin standartlarını belirlemek zorundayız"

Gelir, "2010 yılından önce dünya standartlarını İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika ve İsrail belirliyordu. 2010 yılında İslam ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü kuruldu. Bu kurumun merkezi İstanbul'dadır. 57 İslam ülkesinde üretilen ürün ve hizmetlerin standartlarını belirlemek zorundadır ve ilk yaptığı iş 2010 yılında helal genel standardını yayınlamak oldu. Hemen ardından kozmetik standardını yayınladı ve diğer alanlarda belgelendirme kuruluşlarının standartlarını da belirledi." dedi.

"Boykot helal tercihini öne çıkardı"

Boykotun Müslümanları helal gıda tercihlerine yönlendirdiğini belirten Gelir, "Boykot konusunu çalışan arkadaşlarımız, doğrudan bizim alanımız olmasa da Müslüman olarak hassas olduğumuz bir konu. Bu alanda çalışan kuruluşlar, boykot edilmesi gereken yerleri ifade ederken, karşısında tercihen alternatifleri de sunarak Müslümanların tercihlerini yönlendirmeye çalışıyorlar. Bu durum helal tercihini bir adım öne çıkardı." şeklinde konuştu.

Kaynak: İLKHA