Merkez Bağlar ilçesi Selahattin Eyyubi Mahallesi'nde yaşayan 36 yaşındaki dört çocuk babası Ramazan Güngür, geçtiğimiz günlerde "Yürekleri Isıtan Görüntü" başlığıyla haberlere konu olmuştu. Güngür, İHA'ya verdiği röportajda hayat hikayesini paylaşarak, 17 yaşında SMA tip-3 hastalığı nedeniyle ayaklarını kaybettiğini ve bu zorlu süreçte azmiyle birçok alanda başarı elde ettiğini anlattı.
Lise döneminde ayakları tutmamaya başlayan Güngür, Elazığ Fırat Üniversitesi'nde Tıbbi Görüntüleme Teknikleri bölümünü okuyarak başarılı bir şekilde mezun oldu. Engeline rağmen ön lisans, lisans, ve yüksek lisans dahil altı farklı bölümü tamamlayan Güngür, çocuklarının eğitimine odaklanarak hayatındaki mücadelesini sürdürüyor.
Güngür, her gün çocuklarını akülü sandalyesiyle okula taşıyarak, yaz-kış, yağmur-çamur demeden engelini aşmanın ve çocuklarına örnek olmanın gururunu yaşıyor. "17 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde yürüdüm. Daha sonra ayaklarımı maalesef kaybettim. 3 yıl öncesine kadar kas hastalığımın olduğu tahmin ediliyordu. Ama sonrasında SMA tip-3 hastası olduğumu öğrendim. Lise birinci sınıftayken ayaklarımı kaybetmiştim. Ama yine de azimle okulumu bitirdim. Daha sonra Elazığ'da Fırat Üniversitesi'nde tıbbi görüntüleme teknikleri bölümünü kazandım. Okulumu engelime rağmen başarıyla bitirdim. Toplam altı farklı bölüm bitirdim. Şu anda da sosyoloji bölümünü okuyorum. Biraz hızımı şu sıralar kestim. Çocuklarımın eğitimi için yoğunlaştım" şeklinde konuştu.
Engelini aşarak çocuklarının eğitimine katkı sağlamaktan mutluluk duyduğunu belirten Güngür, "Çocuklarımdan Emrullah şu an ilkokul 1. sınıfa gidiyor. Beytullah ise 4. sınıfa gidiyor. Her gün çocuklarımı engelime rağmen okula götürüp getiriyorum. Aynı zamanda E-KPSS puanımla atandığım Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bağlar Semt Polikliniğinde çalışıyorum. Hem çocuklarla ilgileniyorum hem de işimi elimden geldiğince layıkıyla yapmaya çalışıyorum. Sabahları kalkıp hazırlandıktan sonra öğleden önce dersi olan Beytullah'ı Balar ilçesindeki Mesut Yılmaz İlkokulu'na bırakıyorum. Çocuğumla yolda sohbet ede ede ilerliyoruz. Daha sonra oradan işe gidiyorum. Öğle arası olduğunda eve gelip bu sefer öğleden sonra dersi olan Emrullah'ı alıyorum. Onu da aynı okula bırakıp, Beytullah'ı bu kez eve getiriyorum. Öğle arası bittikten sonra işimin başına dönüyorum. Mesai çıkışında ise Emrullah'ı alıp eve beraber dönüyoruz" şeklinde günlük rutinini anlattı.
Güngür, engeli nedeniyle çocuklarının yardımıyla karşılaştığı zorlukları şu sözlerle dile getirdi: "Çocuklarım geçtiğimiz günlerde haberde videomuzu gördüğünde çok sevinmiştiler. Çocuklarım bana sürekli en iyi öğretmenlerinin ben olduğumu söylüyorlar. Çocuklarımın yaşları küçük olmasına rağmen ellerinden geldiği kadar bana yardımcı oluyorlar. Bazen yolda akülü sandalyemin şarjı bittiğinde itmeye çalışıyorlar. Bu durum beni çok duygulandırıyor. Bu yaşta bile bana bu fedakarlığı yapıyorlar. Ben de bana karşı davranışlarını gördükçe daha fazla onlara fayda sağlamak için hırslanıyorum." İfadelerini kullandı.
Beytullah Güngür ise babasının her gün okula götürüp getirmesinden duyduğu mutluluğu şu sözlerle ifade etti: "Babam sabahları evden okula götürür, daha sonra işe gider. Öğlen arasında eve gelir kardeşimi okula getirir, beni alır eve götürür. Akşamları babamla birlikte derslerimi kontrol ederiz. Anlamadığımız konularda babam bize çok yardımcı oluyor."