Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre, dünyada her 6 yetişkinden biri kısırlık sorunuyla karşı karşıya. Bu oran, yüksek gelirli ülkelerde yüzde 17,8, orta ve düşük gelirli ülkelerde ise yüzde 16,5 olarak görülüyor.

Son yıllarda artan kısırlık sorunu karşısında tüp bebek yöntemine başvuran çiftlere tavsiyelerde bulunan Fitoterapi ve Aromaterapi Uzmanı Abdusselam Olgun, 33-35 yaş öncesinde tüp bebek yönteminin yanlış bir zamanlama olduğunu belirtirken uzman kontrolünde olmaksızın kulaktan duyma bitkisel yöntemlerinde farklı türde sorunlara yol açabileceğinin altını çizdi.

9E81F9D0 50Ef 4107 98Ea Eef352Be1106

"Kısırlık, yeni evli bireylerin bir yıl boyunca korunma yöntemi kullanmadan gebe kalamaması durumudur" diyen Olgun, kısırlığın birçok nedeni olabileceğini söyledi. Olgun, "Kadınlarda yumurta rezervindeki azalma, enfeksiyon, kaşıntı, kötü koku ve mantar gibi hastalıklar, erkeklerde sperm monfoloji bozukluğu, kuyruk yapı bozuklukları, sperm hareketsizlikleri, sperm oluşumunda azalma veya azospermi kısırlığa sebep olabilmektedir" dedi.

Olgun, kısırlık tedavisinde tüp bebek yönteminin doğru bir tedavi olduğunu ancak zamanlamasının yanlış olabileceğini belirterek, "25 yaşındaki bir bayanın tüp bebek yapması, ileriki süreç bakımından sıkıntılı bir döneme götürebilir. Çünkü tüp bebek yöntemi, yumurta rezervini azaltan bir tedavidir. Bu nedenle 33-35 yaşına kadar bekleyip herhangi bir tedavi olmamış kişilere tüp bebek tavsiye edilebilir" ifadelerini kullandı.

199Aba35 3B42 4Fce A20F 21425001Ddf5

Bitkisel tedavinin de kısırlık sorununa yardımcı olabileceğini söyleyen Olgun, "Tüp bebek maksimum 50 yıllık bir yöntemdir, alternatif tıp ise dünya var olduğu günden beri kullanıp beslendiğimiz; tadını, aromasını, kokusunu beğendiğimiz ve kimi zamanlarda yemeklerde kullandığımız doğal gıdalardır. Mesela hızlı bir hücre yenileyici olan arı sütü; sperm sayısıyla beraber monfolojisini ve kuyruk yapısını hızlı bir şekilde arttırır, kadınlarda yumurta rezervini güçlendirir ve hormonel problemleri dengeler. Güçlü bir antioksidan olan bal, hücre yenileyici ve vitamin desteğidir. Polen, propolis, perga gibi bitkiler faydalı; zerdeçal ve zencefil doğurganlığa etkili; cıvan perçemi, aslan pençesi, altınotu ve avakado gibi bitkilerin bazıları antienfeksiyonel bazıları antibakteriyel bazıları antienflamatuardır" dedi.

Olgun, bitkisel tedavinin uzman kontrolünde yapılması gerektiğini belirterek, "Bu alanda problem yaşayan veya yaşamayan herkese tavsiyem arı sütü ve balı sürekli tüketmeleridir. Çünkü bunlar bağışıklık sistemini güçlendirir; antiviral, antibakteriyel ve antivirüseldir" diye belirtti.

Olgun, internette yer alan yanlış bilgilerin dikkate alınmaması gerektiğini belirterek, "Tedavi olduğumuz doktorumuz teşhis koyar, basit bir enfeksiyon problemi dediğinde bunun için avakado, böğürtlen kökü, cıvan perçemi önerebiliriz ama gelişigüzel bunu kullanmamız durumunda bize zararı olabilir. Bunları uzmanlardan yardım alarak kullanabiliriz" dedi.

Kaynak: (İLKHA)