Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, Türkiye ile Kürdistan Bölgesi ve Irak arasındaki ekonomik ilişkilere dair değerlendirmelerde bulundu.
Rûdaw’ın "Abori" (Ekonomi) programına katılan Kaya, Türkiye’nin Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne ihracatında bir artış yaşanmadığını söyledi.
Habur Sınır Kapısı’ndan günlük 4 bin araç geçtiğini ve bunun maksimum düzey olduğunun altını çizen Başkan Kaya, “Dönemsel rakamlar yükselebilir ama istenilen seviyeye ulaşma konusunda bence yeterli değil” İfadelerini kullandı.
“Bankacılık sisteminde sorunlar var, istenilen rakamın çok çok uzağındayız”
2015’te de üç taraf arasındaki ticaret hacminin 15 milyar dolar olduğunu ve şu anda da rakamın aynı olduğunu dile getiren Kaya, şunları ifade etti:
Diyarbakır’ın ihracatının yüzde 55’i Irak’a, özellikle Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yapılıyor. Burada rakamlar daha da ileri gidebilir.
Türkiye’den ihracatta Irak üçüncü sırada ülkeler arasında ama ithalata baktığımız zaman da Irak çok çok gerilerde.
Yani Türkiye’nin ticaret olarak yapması gereken, ihracatını yapması gereken, ticaretini geliştirmesi gereken en önemli ülke Irak Kürdistan Bölgesi’dir.
Bizler birbirimize komşu ülkeleriz. Komşu ülkelerin ticaretinin artırılması için hem uygulamalarını hem de yasal durumlarını birbiriyle uygun hale getirmeli.
Bugün örneğin halen Türkiye, Irak ve Kürdistan Bölgesi arasında para transferinde, bankacılık sisteminde sorunlar var.”
“Bu tür zorlama ve yasakların getirilmesi ticaretin önünde engeldir”
Türkiye ile Irak arasında ticarette lira ve dinar kullanılmasına yönelik karara ilişkin soruya da Kaya, şu karşılığı verdi:
“Dünyadaki tüm ticarette en yaygın kullanılan para birimi dolardır ve bunlar bankalar arasında yapılan işlemlerle hayata geçmekte. Bir de karşılıklı gidiş geliş şeklinde ifade ettiğimiz para transferleri var. Her iki konuda da Irak’la sorun yaşanıyor.
Henüz bankacılık altyapısını tam oturtmadan, Türkiye ile bu sistem oturmadan bu tür zorlama ve yasakların getirilmesi ticaretin önünde engeldir.”
Kaya, Türkiye ile Irak arasındaki ticaretin denizcilik ya da hava yolu üzerinden değil kara yolu üzerinden gerçekleştiğini, Habur Sınır Kapısı'nın yanı sıra başka altyapısı olan ve ana yollara yakın yeni kapıların da açılması gerektiğini belirtti.