Bismil’de biçer döverler çalışıyor. Kuru tarım ekimi yapan çiftçi yine memnun değil; Tepe beldesi tarafı olan barava’da Pınarbaşı ve civar köylerde Kuru tarımda, buğdayda alınan verim dönüm başı 150 Kg civarı, Mercimekte 80 Kg civarlarda alınıyor. Yanı çiftçi dönüm başı 20 TL zarar etmiş durumda. (maliyeti kurtarmıyor) Geçen yıl Mercimeğin %6 Analiz Kg fiyatı 1,80 TL iken, Bu yıl %6 analiz 1,00 TL olduğu belirtiliyor. %80’lık bir düşüş yaşanmış durumda; fiyatta istikrar olmaması çiftçinin belini büküyor. Bismil’in Silvan tarafındaki köylerde kuru tarımın biraz daha iyi olduğu belirtiliyor. Buda ancak maliyeti karşılıyor. Bir kaç yıldır çiftçi zarar ediyor. Çiftçilerin bir an önce su sondaj kuyuları vurup tarlalarını sulu duruma getirmeleri gerekiyor. Sulu Buğday hasadı daha yapılmadı. Üretimin ne kadar olacağı belli değil, sulu buğdayın dönüm başı 200,00 TL maliyeti var. nerde baksan dönüm başı 400 Kg buğday, ancak maliyeti karşılıyor. Çiftçi ne iş yapacağı şaşırdı. Hasad başladı, fiyat belli değil…
Buğday hasadı başladı. Toprak Mahsulleri Ofisi gerekli hazırlıkları yaptı ve emanete alım yapacağını duyurdu.
Emanete alım yapacak olan Ofis, çiftçiye para ödemeyecek. Daha doğrusu ödeyemeyecek, çünkü, buğdayın ve diğer hububat ürünlerinin fiyatı belli değil.
Çiftçi hasat ettiği ürününü ya tüccara satacak ya da götürüp ofise emanet edecek. Hükümet fiyatı açıkladıktan sonra ürününü emanete veren çiftçi kararını verecek. Açıklanan fiyatı beğenirse ürününü TMO’ya satışını yapacak ve parasını alacak. Fiyatı beğenmezse emanete verdiği ürününü 10 gün içerisinde Ofis’ten alarak serbest piyasada satacak.
Fiyat neden açıklanmıyor?
Pek çok neden sayılabilir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı neden fiyatı açıklamıyor. Fiyat belirlemede dünya fiyatı, üretim rakamı, girdi maliyeti dikkate alınmıyor. Seçim olan yıllarda fiyat erken ve yüksek açıklanırken seçim olmayan yıllarda fiyat daha geç ve düşük açıklanıyor.
Anayasa değişikliği ile ilgili referandum Temmuz’da yapılsaydı, buğdayın fiyatı çoktan açıklanırdı. Referandum Eylül’e kalınca fiyat açıklaması da geciktiriliyor.
Fiyatın geç açıklanması kimin işine yarıyor. Birinci derecede piyasadan buğday alacak olanlara. Çünkü, fiyatın açıklanmaması üreticiyi alıcıyla baş başa bırakıyor.
Borcu olan çiftçi, ürününü bir an önce satarak borçlarını kapatmaya çalışacağı için açıklanacak fiyatı beklemeye tahammülü yok. Bu nedenle fiyatın geç açıklanması öncelikle küçük çiftçiyi zor durumda bırakır.
Fiyatın geç açıklanması Toprak Mahsulleri Ofisi’nin piyasadaki müdahale gücünü de zayıflatır. Fiyat belli olmayınca, piyasa dedikodularla hareket eder.
Şu sıralar piyasada buğdayın kilosunun 45 kuruştan alınıyor. Hatta birkaç çiftçi 45 kuruş’ta ürününü sattı. Hükümet geçen yıl alım fiyatını 50 kuruş açıklamış kademeli artışla Kasım’da 53 kuruşa çıkarmıştı. Artan girdi maliyetleri dikkate alındığında fiyatın 55 kuruşun altında olmaması gerekir.
Üreticiler endişeli. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin emanete alım yapmasının önemli olduğunu fakat fiyat belli olmadığı için özellikle paraya ihtiyacı olan ve ürününü bir an önce satmak zorunda olan küçük çiftçilerin tüccara mahkum edildiği görüşünü paylaşıyorlar.
Hükümetin buğday alım fiyatını ne kadar açıklayacağı henüz belli değil. Fakat, ne kadar prim verileceği belli. Primde bir artış yok. Geçen yıl olduğu gibi buğdayda kilogram başına 5 kuruş, arpa, yulaf ve çavdar kilogram başına 4.5 kuruş destekleme primi ödenecek.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Toprak Mahsulleri Ofisi verilerine ve üreticilerin beyanlarına göre hububat üretiminde geçen yıla göre artış var.
Buğday üretiminin 2000 yılından bu yana ilk kez 22 milyon tona ulaşması bekleniyor. 2007 ve 2008’de yaşanan kuraklık nedeniyle buğday üretimi 17 milyon tona kadar gerilemiş geçen yıl 20 milyon 600 bin ton olmuştu.
Arpa üretiminde de benzer bir artış var. Ortalama 9 milyon ton olan arpa üretimi 2007’de 7.3 milyon tona, 2008’de 5.9 milyon tona geriledi. Geçen yıl 7 milyon 300 bin tona yükselen arpa üretiminin bu yıl en az 8.5 milyon ton olması bekleniyor.
Üretimdeki artış Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım miktarına da yansıyacak. Ofis, geçen yıla göre daha fazla ürün alacak. Daha fazla finansmana ihtiyacı olacak. Piyasayı düzenleyici rolü daha da öne çıkacak. Bu rolü üretici yararına kullanabilmesi için fiyatın biran önce açıklanması gerekir.
Hükümet, anayasa değişikliğine odaklanınca bu konular ikinci, üçüncü planda kaldı. Özetle, buğday ve diğer hububat ürünlerinde hasat dönemi geldi. fiyat belli değil. Çiftçi, sanayici, tüccar üretim artışına sevinirken, bu kez de fiyat sorunu yaşanıyor. Türkiye ne zaman sorunsuz bir hasat dönemi yaşayacak?
BİSMİL’DE ÇİFTÇİLERİN DURUMU
Yusuf Çelebi
Yorumlar