Perşembe beldesinde yaşayan dört çocuk babası Keçeci, genç yaşta babası Kamil Keçeci’nin yanında kalaycılığı öğrenmeye başladı. Babası, madende çalışırken göçük altında kaldıktan sonra işçiliği bırakıp kalaycılığa yönelmişti.
Zamanla kendini geliştirerek beldenin en çok tercih edilen ustalarından biri haline gelen Keçeci, müşterilerinin getirdiği mutfak eşyalarını geleneksel yöntemlerle kalaylayarak eski parlaklığına kavuşturuyor. Sabahın erken saatlerinde dükkânını açan Keçeci, mesleğini sürdürebildiği kadar devam ettirmek istiyor.
"Bir Meslek Yok Oluyor"
Mesleğe çocuk yaşta başladığını belirten Keçeci, eskiden gece gündüz çalıştıklarını ancak artık işlerin eskisi gibi olmadığını söyledi.
Kalaycılığa duyduğu sevgiyi ve alın teriyle para kazanmanın önemini vurgulayan usta, "Bir meslek yok oluyor. Bizden sonra bu işi öğrenecek kimse kalmadı. Üretmeden tüketemezsin. Bazen temiz kıyafetlerimi giyip dışarı çıkıyorum ama vakit geçiremeyince tekrar iş elbiselerimi giyiyorum. Dükkânda bir iş bulup çalışmaya başlıyorum ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Hem meslek hem ekmek kapısı." ifadelerini kullandı.
Geçmişte çok daha yoğun çalıştıklarını belirten Keçeci, "Eskiden günde 150-200 parça tabak ve tencere kalaylayıp müşterilere teslim ederdik." diyerek eski günleri özlediğini dile getirdi.
Çırak yetiştirememekten dolayı üzüntü duyduğunu ifade eden Keçeci, mesleğini elinden geldiğince sürdürmeye kararlı olduğunu sözlerine ekledi.
