Dar kanal hastalığı, bel fıtığı ve diğer bel sorunlarıyla karıştırılabilir, ancak doğru teşhis ve tedavi çok önemlidir. Bu hastalık, genellikle yürürken, ayakta dururken veya beli geri eğerken ağrı, uyuşma, dolgunluk hissi, yanma ve kramp gibi belirtilerle kendini gösterir.

Dar Kanal Hastalığı Nedir?

Yaşlanmanın etkisiyle dejeneratif değişiklikler, omurga kanallarında daralmaya yol açar. Yaşlanma ve fıtık ameliyatları sonucu omurlar arasındaki diskler ve eklemler küçülür ve bu da dar kanala neden olur. Yumuşak doku kalınlaşmaları da dar kanalın yüzde 40’ından sorumludur. Belin arkaya eğilmesi durumunda, kalınlaşmış ligamentum flavum kanal içine doğru bükülür ve faset eklem kireçlenir, bu da rahatsızlık hissi yaratır.

Spinal kanalın şekli MRI görüntüsünde farklılık gösterebilir ve bu durum kafa karışıklığına yol açabilir. Kilo ve ağır iş yapmak da dar kanalı tetikleyebilir. Normalde bel bölgesindeki kanalın ön-arka çapı 15-25 mm’dir. Bu çapın 10-13 mm arasında olması göreceli stenoz, 10 mm’den az olması ise mutlak stenoz olarak tanımlanır.

Belirtileri Nelerdir?

Dar kanal hastalığı, yürürken, ayakta dururken ve beli geri eğerken ağrı, uyuşma, dolgunluk hissi, yanma, kramp ve güçsüzlük ile kendini gösterir. Bel ağrısı da yaygındır. İdrar ve bağırsak problemleri veya ciddi güçsüzlük nadirdir. Öne eğilme, oturma ve yatma semptomları hafifletir.

Hangi Hastalıklarla Karıştırılır?

Dar kanal hastalığı damar hastalıkları ile karıştırılabilir. Ayrıca periferik arter tıkayıcı hastalık, nöropatik hastalıklar, kalça problemleri ve multipl skleroz açısından da dikkatlice incelenmelidir. Lomber spondiloz ve bel fıtığı ile de karıştırılabilir.

Kimlerde Daha Çok Görülür?

Dar kanal hastalığı, genellikle 60 yaş civarında ve kadınlarda daha sık görülür. En sık L4-L5 seviyesi etkilenir.

Tanısı Nasıl Konulur?

Hastalar genellikle bacak ağrısı şikayeti ile başvurur. Nörojenik kladikasyo olarak bilinen bu durum, bacaklarda ağrı, uyuşma, dolgunluk hissi, yanma ve kramp şeklinde ortaya çıkar. Nörolojik muayene genellikle normaldir. Röntgen, MRI ve BT ile tanı konulabilir.

Tedavisi Nedir?

Ameliyatsız tedavi yöntemleri klinik tecrübeye dayanmaktadır. Ağrı kesici tedavilerin iyileşmeye katkısı beklenmez. Yaşlı ve kronik hastalığı olan hastalar, ağrı kesicilerin yan etkilerinden kaçınmalıdır. Fizik tedavi, fleksiyon temelli egzersiz programları, korse, epidural steroid enjeksiyonu, manuel terapi, proloterapi ve kaplıca tedavisi gibi yöntemler uygulanabilir.

Bilimsel çalışmalar, ameliyatsız tedavilerin uzun vadede daha iyi sonuçlar verdiğini göstermektedir. Ancak bazı durumlarda cerrahi tedavi gerekebilir. Cerrahi tedavi sonrası fizik tedaviye devam edilmelidir.

Kaynak: İLKHA