Diyarbakır’ın Bismil ilçesi Tepe mahallesinde Hamas Lideri Yahya Sinvar’a benzerliğiyle dikkat çeken esnaf Cafer Özmen’i gören bazı vatandaşlar ne kadarda benziyor. Dedi.
Bismilli Cafer Özmen yaptığı açıklamada; Rabbimiz, İman dolu bir mücadele ile hayatını sürdüren Yahya Sinvar'a, iman dolu kutlu bir şehadet nasip eylemiştir. Şehadeti, Direnişinin mübarek nişanesi olmuştur. Sinvar’ın şehadeti inşallah islam ümmeti gençlerin uyanışına neden olacaktır. Diye konuştu.
Özmen, Gün gelecek, islam her yerde hakim olacak. İnsanlıkta kurtulacaktır. İslâm korkakların değil cesur ve atılgan Müslümanların omuzlarında yükselecektir. Dedi.
Yahya Sinvar, Gazze davasının unutulmaz isimlerinden birisi oldu
Yahya Sinvar, 16 Ekim 2024'te, İsrail Savunma Kuvvetleri (İSK) birliklerin saldırısı ile Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Yahya Sinvar yaşamını yitirdi.
Peki hayalet lider Sinvar hakkında neler biliyoruz?
Sinvar 1962 yılında Gazze’de, İsrail’in kuruluşunu takip eden yıllarda evlerini terk etmek zorunda bırakılan yüz binlerce Filistinli aileden birinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesinin evinden edilmiş olması, 1980’lerde Hamas’a katılma kararı almasında etkili oldu.
Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin aracılığıyla Hamas’a giren Yahya Sinvar, El Mecd olarak bilinen iç güvenlik teşkilatının başına getirildi.
Hapse girdi. Hapishanede geçirdiği seneler onu şekillendirdi
Hapisteyken bol bol ders çalışacak vakti olan Yahya Sinvar hapiste kendini geliştirdi.
Bir keresinde İtalyan bir gazeteciye konuşan Sinvar hapishanenin “pota” olduğunu söylemiş, “Hapishane sizi geliştirir” demişti. Hapishane inandığı şeyleri bir teraziye koymasını sağlamış, davası için ödemeye hazır olduğu bedelleri düşünmek için bolca zaman vermişti.
Hapishane sonrası
Sinvar 2011 yılında İsrailli asker Gilad Şalit karşılığında serbest bırakılan bin Filistinli arasında yer aldı.
Hapisten çıktıktan sonra evlenip çocuk sahibi olan Sinvar, Kimi yurtdışına kaçtığını söyledi, kimi hâlâ Gazze’de olduğunu. Elektronik cihazları kullanmayı hepten bıraktığı için takip etmek de zorlaşmıştı. Tek bilinen etrafında rehinelerden bir kalkan ördüğü; Oysa son anlarında Sinvar’ın etrafında rehinelerden bir duvar yoktu. Tek başına bir koltuğa oturmuş, kendisini izleyen drona bir sopa atıyordu.
Geçmişte o İtalyan gazeteciye verdiği demeçte Sinvar “Sadece ölülerimizle manşet olabiliyoruz. Kan yoksa haber de yapılmıyor” demişti.