Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, panik atağın kalp çarpıntısı, nefes darlığı, baş dönmesi ve terleme gibi fiziksel belirtilerle birlikte yoğun korku ve endişeye yol açtığını belirterek, konu hakkında önemli bilgiler paylaştı ve panik atakla başa çıkma yöntemlerini anlattı.
Bazı kişilerde panik atak daha sık görülebiliyor
Vücudun, karşılaşılabilecek tehlikelere karşı korunmasını sağlayan çeşitli savunma mekanizmaları olduğunu söyleyen Aydın, “Gerginlik ve stres oluşturan herhangi bir durum karşısında bu mekanizmalar devreye girerek vücudu alarma geçirir. Bu alarmın tetiklenmesiyle birlikte birey, korku ve gerginlik hissedebilir” dedi.
Aşırı yoğun kaygı ve korkunun yaşandığı duruma ‘panik atak’ denilebileceğini belirten Aydın, “Panik atak, vücudun kendini koruma amacıyla devreye soktuğu bir alarm sistemidir. Birçok kişi hayatında bir veya iki kez panik atak deneyimleyebilir. Ancak bazı bireylerde bu durum çok daha sık tekrar edebilir. Yani vücudun tehdit algıladığı anlarda harekete geçirdiği bu sistem, bazı kişilerde beklenmedik zamanlarda ve gereksiz yere devreye girebilir. Bu durumda panik mekanizmasının işleyişinde bir bozulma olduğunu ve sorunun panik bozukluk seviyesine ulaştığını söyleyebiliriz” diye konuştu.
Bu belirtilerden en az 4'ünü yaşıyorsanız dikkat!
Panik atağın yaşandığı esnada bireyin yoğun korku ve endişe hissettiğini belirten Aydın, “Atak genellikle 10. dakikada en üst seviyeye ulaşır. Süresi 10 ila 20 dakika arasında değişmekle birlikte bazı durumlarda bir saate kadar uzayabilir” dedi.
Panik atak sırasında belirli düşünceler, duygular ve fiziksel belirtilerin ortaya çıkabileceğini vurgulayan Aydın, şu bilgileri paylaştı:
“Kişi, ‘kalp krizi geçiriyorum, öleceğim, boğuluyorum, felç oluyorum, delireceğim’ gibi düşüncelere kapılabilir. Bununla birlikte göğüs ağrısı, nefes darlığı, vücutta uyuşma, karıncalanma, kalp ritminde hızlanma, baş dönmesi, mide bulantısı, terleme, sıcak basması veya üşüme, bayılma hissi gibi fiziksel belirtiler görülebilir. Ayrıca birey, kendini dışarıdan izliyormuş gibi hissedebilir (depersonalizasyon) veya zamanın akışında bozulmalar yaşayabilir (derealizasyon). Bu belirtilerden en az dördünün aynı anda görülmesi ve en az 10 dakika sürmesi durumunda yaşanan durum panik atak olarak değerlendirilebilir.”
Çocukluk travmaları panik bozukluğa yol açabiliyor!
Panik bozukluğun kesin nedeninin bilinmediğini belirten Aydın, “Genetik faktörler ve çevresel etmenler bu rahatsızlık üzerinde etkili olabiliyor. Ailesinde panik bozukluk öyküsü bulunan bireylerde bu rahatsızlığın görülme riski daha yüksektir. Bunun yanı sıra, çocukluk döneminde yaşanan olumsuz olaylar ve travmaların da ilerleyen yaşlarda panik bozukluğun gelişmesine yol açabileceği düşünülmektedir” dedi.
Panik bozukluğa sahip bireylerin başlangıçta bu durumu anlamlandıramayabileceğini veya tetikleyici unsurları fark edemeyebileceğini belirten Aydın, ilerleyen süreçte panik atakların belirli olaylarla ilişkilendirildiğinin anlaşılabileceğini ifade etti.
Atak sırasında dikkati başka yöne çevirmek önemli
Panik atak yaşayan bireylerin vücutlarında meydana gelen semptomlara aşırı odaklanarak durumu olduğundan daha kötü hale getirebileceklerini belirten Aydın, “Örneğin, hafif bir çarpıntı hızla felaket senaryolarına dönüşerek ‘kalp krizi geçiriyorum’ düşüncesine neden olabilir” dedi.
Bu esnada dikkatin farklı bir yöne çevrilmesinin semptomların kötüleşmesini engelleyebileceğini vurgulayan Aydın, “Dikkati dağıtmak için yürüyüş yapılabilir ya da çevredeki biriyle sohbet edilebilir. Ayrıca alkol kullanımı veya sürekli hastane acillerine başvurmak gibi panik atağı tetikleyen kaçınma davranışlarından mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Çoğu kişi bu durumla kendi başına başa çıkmakta zorlanır. Bu nedenle bir ruh sağlığı uzmanından destek almaları önerilir” ifadelerini kullandı.
Tedavi farkındalık kazandırır, farkındalık panik atağı azaltır
Panik bozukluğun tedavisinde hem psikoterapi hem de ilaç desteğinden yararlanıldığını belirten Aydın, sürecin nasıl işlediğini şu sözlerle anlattı:
“Her iki tedavi yönteminin birlikte uygulanması, iyileşme sürecinin daha etkili olmasını sağlar. Psikoterapi sayesinde birey, yaşadığı durumun neden kaynaklandığını ve hangi düşünce veya davranışlarının bu durumu kötüleştirdiğini fark eder. Bu farkındalık, panik atağı tetikleyen düşünce ve davranışların değişmesini sağlar. Böylece atakların tekrarlama ihtimali önemli ölçüde azalır.”