Soğuk hava, rüzgar, hava kirliliği, kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmesi ve su tüketiminin azalması gibi unsurların kış aylarında cilt kuruluğunu artırdığını belirten Dr. Alp, bunun çeşitli cilt hastalıklarının gelişmesine veya mevcut sorunların şiddetlenmesine neden olduğunu vurguladı.

Cilt Kuruluğu ve Etkileri

Dr. Semahat Alp, cilt kuruluğunun özellikle açıkta kalan yüz ve ellerde çatlamalara, kızarıklığa ve kaşıntıya yol açtığını, hatta bu çatlamalar sonucu cilt enfeksiyonlarının dahi görülebildiğini belirtti.

Soğuk havalarda düzenli nemlendirme gerektiğini hatırlatan Alp, “Cildin özellikle yağ bazlı nemlendiricilerle korunması çok önemli. Dışarı çıkmadan en az yarım saat önce bu tür nemlendiriciler kullanılmalı; bu sayede egzama eğilimi olan kişilerde bile cilt yaraları daha az görülüyor. Ayrıca aşırı el yıkama alışkanlığı olanlar veya sert sabunlar kullanan sağlık çalışanları gibi meslek grupları, cilt kuruluğunu daha fazla yaşıyor. Sert cilt temizleyiciler cildin doğal koruma bariyerini ortadan kaldırarak, ufak bir sürtünmede dahi ciltte çizik benzeri yaralar oluşturabiliyor,” dedi.

Kronik Vakalar İçin Uyarılar

Dr. Alp, özellikle kronik durumlarda aşırı kaşımanın ciltte kalınlaşma ve renk değişikliği gibi estetik sorunlara neden olabildiğini belirtti. Bu gibi durumlarda tedavinin daha uzun sürdüğünü ifade eden Dr. Alp, “Düzenli nemlendirici kullanımı, cildi korumada temel önlem olarak öne çıkıyor. Ev hanımlarının temizlik ürünleriyle doğrudan temasını azaltması, temizlik sonrasında nemlendirici kullanmayı ihmal etmemesi önemli. Ayrıca lateks içermeyen özel eldivenler ve soğuk havalarda pamuklu eldivenler kullanımı cilt sağlığı açısından avantaj sağlıyor,” diye konuştu.

Dr. Alp, kortizonlu kremlerin ise doktor kontrolünde kullanılmasının gerekliliğini belirterek, tedavi süreci sonrasında mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurarak ilerlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: İLKHA