Tarhan, obsesif eğilimlerin çok erken yaşlarda, hatta 3-4 yaşlarında bile görülebileceğini belirterek, obsesif kişiliklerin ilişki kurmakta zorlandığını söyledi. Obsesif kişiliklerin, psikiyatrik bir hastalık tanısı almamış ancak mükemmeliyetçi ve titiz yapıda bireyler olduğunu dile getiren Tarhan, bu kişilerin kontrol duygusunun yüksek olduğunu ve ilişkilerde esnek olamamalarından dolayı zorluk yaşadıklarını belirtti.

Obsesif kişiliklerin aileden gelen yatkınlık ve öğrenmelerle şekillendiğini ifade eden Tarhan, bu durumun zamanla obsesif kompulsif kişilik bozukluğuna dönüşebileceğini söyledi. Bu bireylerin her şeyin kusursuz ve kontrol altında olmasını istediklerini, sürekli iyileştirmeler yaparak işleri tamamlamakta zorlandıklarını vurguladı.

İlişkilerde kontrolü elden bırakmak istemeyen obsesif kişiliklerin, mükemmeliyetçilikleri nedeniyle işkolik olarak bilindiğini belirten Tarhan, aşırı tutumlu davranışlar sergilediklerini ve sosyal yaşamlarının sınırlı olduğunu kaydetti. Tarhan, Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un da mükemmeliyetçiliği ile tanındığını ve bu özelliği sayesinde başarılara imza attığını ifade etti.

OKB’nin farklı alt tipleri olduğunu belirten Tarhan, obsesyonların tekrarlayan rahatsız edici düşünceler olduğunu ve kişide kaygıya sebep olduğunu söyledi. Günde 60 dakikanın 50 dakikasını bu tür düşüncelerle geçiren kişilerin OKB riski taşıdığını aktardı. Tarhan, obsesyonların üstesinden gelmek için yüzde 100 emin olmaya çalışmaktan vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayarak, içsel hislere güvenilmesi gerektiğini dile getirdi.

Tarhan, obsesif kompulsif bozuklukta beynin karar verme mekanizmasının analiz edildiğini ve bu süreçte tedavinin ilaç ve terapilerle desteklendiğini belirtti. Bazı vakalarda hastaların evlerinden çıkamayacak duruma gelebildiğini ve bu durumun ileri safhalarda psikoz seviyesine ulaşabileceğini ifade etti.

Obsesif bozuklukların arkasında sıklıkla çocukluk çağı travmalarının yattığını belirten Tarhan, bu travmaların çözümlenememesi durumunda obsesyonların bir başa çıkma mekanizması haline gelebileceğini söyledi. Obsesif eğilimlerin küçük yaşlarda ortaya çıkabileceğini de ekleyen Tarhan, çocukluk dönemindeki aile tutumlarının bu eğilimler üzerinde belirleyici rol oynadığını vurguladı.

Kaynak: Haber Merkezi