Diyarbakır’da düzenlenen Newroz etkinliği ile yeniden siyaset sahnesine dönen ve Diyarbakır’da DEM Parti seçim çalışmalarına katılan Kürt siyasetçi Leyla Zana, önceki gün Dicle ilçesinde partisinin yaptığı etkinlikte İstanbul’daki DEM Partili seçmene hitaben; “İstanbul'a sesleniyorum. İstanbul, bir müjde bekliyor bu insanlar. İstanbul, sen en büyük Kürt şehrisin Tüm herkesin gözü İstanbul'da. Buradaki dinamik güçle buluşacak mısın İstanbul? Bu halk seninle birlikte yarını övmek istiyor. İstanbul! İradenin bulanmaması için berrak bir şekilde sandığa yansımasını sağla İstanbul. Günübirlik çıkarları, popülist politikaları, birilerine endeksli umutları değil, bu halkın ve Türkiye halklarının ortak iradesinin sandığa yansımasını sağla İstanbul.” İfadelerini kullanmıştı.
“Savaş ittifakının kurulduğu bir yerde bunu sağlamak mümkün müdür bilemeyiz”
Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’a konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Leyla Zana’nın Diyarbakır Newrozu’nda yaptığı yeni bir çözüm süreci çağrısına destek verirken İstanbul seçimleri ile ilgili ise muallak ifadeler kullandı.
Leyla Zana’nın Diyarbakır Newrozu’nda yapmış olduğu yeni bir çözüm süreci ve barış görüşmeleri ile ilgili çağrısına; “Leyla Zana bütün Kürt halkının olmasını istediği bir şeyi dile getirdi. Bunun olma koşulları var mı? Savaş ittifakının kurulduğu bir yerde bunu sağlamak bugünden yarına mümkün müdür? Bunu bilemeyiz.” Cevabını veren Hatimoğulları, İstanbul seçimleri ile ilgili ise Zana’nın açıklamalarından farklı ifadeler kullandı.
Hatimoğulları: “Halklar İstanbul’da en doğru kararı verecektir”
İstanbul seçimleri ile ilgili sorulan soruya eleştirel bir yanıt veren Hatimoğulları, Ak Parti’nin İstanbul adayına yönelik ağır ifadeler kullandı. Hatimoğulları’nın DEM Parti’ye oy verilmesi yönünde bir ifade kullanmaması ise dikkat çekti.
Hatimoğulları İstanbul seçimleri ile ilgili şunları söyledi:
“İstanbul'da inanılmaz bir hayat pahalılığı ve yoksullaşma söz konusu. Öte yandan Kanal İstanbul tepkisi çok büyük. Kanal İstanbul Erdoğan'ın öyle kolay vazgeçeceği bir proje değil. Çünkü bu proje bir rant kapısı. Aynı zamanda Montrö Sözleşmesi'ni de ilgilendiren bir proje. Yani siyasal ve stratejik anlamı var. Tüm bunların yanında deprem İstanbul için çok büyük bir tehlike. Bu tehlike bu kadar yakınken rantçı bir ismi aday yapıyorsunuz. Anladığı tek iş şantiye ve rantiye olan bir aday. Tablo böyleyken ben İstanbul halklarının en doğru kararı vereceğine inanıyorum.”
Layla Zana, İstanbul seçimleri ile ilgili neler söylemişti?
Diyarbakır’da düzenlenen Newroz etkinliği ile yeniden siyaset sahnesine dönen ve Diyarbakır’da DEM Parti seçim çalışmalarına katılan Kürt siyasetçi Leyla Zana, önceki gün Dicle ilçesinde partisinin yaptığı etkinlikte İstanbul’daki DEM Partili seçmene hitaben şu ifadeleri kullanmıştı:
““Burada dağların eteklerinden bütün renkleriyle, halklarıyla, özerklikleriyle İstanbul’a sesleniyorum. İstanbul, bir müjde bekliyor bu insanlar. İstanbul, sen en büyük Kürt şehrisin. Özerk bir ana gibi kulaklarını açtın Kürtlere. Çocuklarını, ekmeğini, yarınını korumak için, yaşatmak ve yaşamak için bu toprakları terk edip gelenlere analık ettin. Bu ülkede demokratik, özgür yaşama katkı sun İstanbul. Bu emekler kutsaldır. Bu kutsal emeklerin yaşamasını sağla. Kürtler yarının, birlikte yaşamanın umududur. Tüm herkesin gözü nasıl bölgedeyse buranın gözü de İstanbul’da. Buradaki dinamik güçle buluşacak mısın İstanbul? Bu halk seninle birlikte yarını övmek istiyor. İstanbul! İradenin bulanmaması için berrak bir şekilde sandığa yansımasını sağla İstanbul. Günübirlik çıkarları, popülist politikaları, birilerine endeksli umutları değil, buhalkın ve Türkiye halklarının ortak iradesini sandığa yansımasını sağla İstanbul. Çocuklarımız çok çekti. Hayatı bize zindana çevirdiler. Bütün kimlikler, farklılıklar birbirini kapsayarak yarınları birlikte örmek için 100 yıldır biz çabaladık, şimdi onları ortaklaştıralım.”
3. Yol vurgusu!
“Bugün de bu adımları başlatacağız. Üçüncü yol barışın, demokrasinin ve adaletin yoludur. Herkesi özgür insan olarak yetiştirmeye hazır mıyız? İrademizi güçlü bir şekilde sandığa yansıtacağız. Bu çocuklarımızın geleceğidir. Güçlü bir iradenin sandıkta çıkması güçlü bir barış demek. Güçlü bir demokrasi ve özgürlükçü günler demek. Özgür ve birlikte bir yaşamın geleceğin tohumlarını 91’de bu alanda atmıştık. Umuyor ve diliyorum ki üçüncü yolun hayat bulması için de ki biliyorsunuz; bunda Sayın Abdullah Öcalan’ın büyük bir payı var. Halklar bütün özgürlüklerini bütün kimliklerini asimile ve inkar etmediği, birbirine saygı duyarak geleceği örme umudunu çiziyor. Tekrar diyoruz ki bu fikirleri, bu felsefeyi yaşamda bize öğretene bir selam gönderiyoruz”