Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Kudüs'ün başkent olduğu bağımsız Filistin Devleti'nin kurulması gerekmektedir. Toplu cezalandırma anlamına gelen uygulamalardan kaçınılmalıdır. Sivilleri hedef alan saldırıları şiddetle kınamaktayız."
Filistin ve İsrail arasındaki çatışmalarda sivil kayıpların yaşanması, sivil altyapının zarar görmesi ve insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda bırakılmasının vicdanları yaraladığı belirtildi. Krizin başka bölgelere de sıçrama potansiyeli taşıdığı ve bölgesel güvenliği ciddi şekilde tehdit ettiği vurgulandı.
Sivillerin her durumda korunması ve toplu cezalandırma uygulamalarından kaçınılması, hukukun, vicdanın ve insanlığın gereği olarak nitelendirildi. Ayrıca, gerilimin telafi edilemez sonuçlara yol açmaması için tüm tarafların barış, güvenlik ve istikrar çerçevesinde itidale davet edildi.
Son yaşananlar, uzun süredir devam eden hukuksuz işgal ve buna bağlı politikaların bir sonucu olarak değerlendirildi. Filistin halkının topraklarından, hayatından ve gelecek umutlarından mahrum bırakıldığı belirtilerek, uluslararası hukukun açık ve ciddi bir ihlali olarak nitelendirilen durumlar kınandı.
İşgal, yasadışı yerleşimcilerin mülk gaspları, kutsal mekanların statüsünü hiçe sayan saldırılar ve çifte standart uygulamaların sürdüğü belirtilerek, Filistin topraklarında devam eden işgallerin bir an önce sona ermesi ve adil bir barışa ulaşılması gerektiği vurgulandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilen tüm siyasi partiler olarak, yaşanan çatışmalarda taraflardan tırmanmaya son vermeleri ve sivilleri hedef almamalarını talep ettiklerini belirten açıklama, Gazze'deki insani trajediyi derinleştiren toplu cezalandırma yöntemleriyle gerçekleştirilen saldırıları kınayarak, Filistin ve İsrail'i adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaya davet etti.