Türkiye ekonomisinin yeniden dengelenmesinde hane halkının dövizden Türk Lirası'na geçiş eğiliminin etkili olduğunu kaydeden Gill, bunun Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini artırmasına büyük katkı sağladığını vurguladı. "Şu anda net dış finansman ihtiyacı büyük oranda azalmış durumda," diyen Gill, kredi notu görünümünün durağan olarak belirlenmesinin nedenini ise ilerleyen dönemde enflasyonla mücadele ve yeniden dengelenme sürecinin daha zorlayıcı hale geleceği beklentisiyle açıkladı.
Gill, Türkiye’de hizmet enflasyonunun azalma gösterdiğini ancak manşet enflasyonun hala yüksek seviyelerde seyrettiğini ifade etti. Ayrıca, hane halkının ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerindeki farkın da enflasyonla mücadelede zorlayıcı unsurlardan biri olabileceğini belirtti.
Gelir Politikası ve Enflasyon Hedefleri
S&P yetkilisi, Orta Vadeli Program çerçevesinde gelir politikasına ilişkin kararların enflasyon hedefleriyle uyumlu olup olmayacağını gözlemlediklerini söyledi. Asgari ücret artışının geçmiş enflasyon verilerine daha uyumlu gerçekleşmesi durumunda, manşet enflasyonun düşürülme hızına ilişkin soru işaretlerinin doğabileceğine dikkat çeken Gill, "Asgari ücretin muhtemelen bu yılki enflasyon hedefi ile son yıllardaki enflasyon verilerinin ortalamasında artırılmasını bekliyoruz. Yıl sonunda enflasyonu yüzde 44 seviyesinde öngörüyoruz; yani yüzde 44 ile yüzde 17’lik hedef arasında bir ortalama bekleniyor. Bu karar, yükselen yaşam maliyetleri dikkate alındığında oldukça önemli," şeklinde konuştu. Gill, Türkiye’deki ekonomik baskıların Avrupa ve Doğu Avrupa’dakinden daha yoğun olduğunu belirterek dezenflasyon sürecinin uzun süreceği öngörüsünde bulundu.
Ekonomik Büyüme Beklentileri
Gill, Türkiye ekonomisinin 2024 yılında yüzde 3,1 oranında büyümesini beklediklerini, ancak 2025'te bu oranın yüzde 2,3’e gerileyeceğini ifade etti. Avrupa’da Türkiye’nin ticaret ortaklarında toparlanmanın beklendiğini, nüfus artışı göz önüne alındığında negatif büyümenin olağan dışı olduğunu belirten Gill, "Ancak büyümenin yüzde 2’nin altına inme ihtimalini de göz ardı etmiyoruz," şeklinde konuştu.
Büyümenin aynı zamanda aralıktaki asgari ücret artışı ve maliye politikasındaki değişikliklere de bağlı olacağını belirten Gill, yıl içinde iki defa gerçekleşen not artışının Türkiye gibi dirençli bir ekonomide iyimser bir gelişme olduğunu söyledi. Ancak, enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesinin en az üç ila beş yıl sürebileceğini ifade eden Gill, bu sürecin hane halkı güveni ve ekonomi üzerindeki etkilerini yönetmenin hükümet için zorlayıcı olabileceğini belirtti. Türkiye’nin açık ekonomisi ve güçlü hizmet ihracatıyla, önümüzdeki yıllarda net ihracatın büyümeye katkı sağlayacağı beklentisini de paylaştı.