Covid-19 salgını sonrası uzaktan eğitimin yerini yüz yüze eğitime bırakmasıyla birlikte kırtasiye sektörü de hareketlenmeyi bekliyordu. Ancak 6 Şubat’ta yaşanan deprem, Diyarbakır başta olmak üzere bölgedeki kırtasiye esnafının umutlarını kırdı.

Depremden etkilenen ailelerin adres değiştirmesi, kırtasiye ürünlerinin fiyatlarının artması ve zincir mağazalar ile ucuzluk merkezlerinin kırtasiye ürünleri satması, sektördeki durgunluğun başlıca nedenleri olarak gösteriliyor.

Okulların açılmasına sayılı günler kala kırtasiyelerde müşteri bekleyen esnaf, durumdan şikayetçi. İlkokul birinci sınıfa başlayacak bir öğrencinin kırtasiye masrafının bin 500 ile bin 800 lira arasında olduğunu belirten esnaf, geçen yıl 200 liraya sattıkları çantaların bugün aynı fiyata alınamadığını söylüyor.

Zincir marketlerin ve ucuzluk merkezlerinin kırtasiye ürünleri satmasının haksız rekabete yol açtığını savunan esnaf, bu konuda bir yasaklama getirilmesini veya sıkı bir denetim yapılmasını talep ediyor. Ayrıca kırtasiyeciler odası kurularak sektörün haklarının savunulmasını istiyor.

"Okulların açılmasına bir hafta kalmış fakat içeride müşteri yok"

Kırtasiye sektöründe devam eden durgunluğun nedenlerini değerlendiren esnaf Yunus Demirbaş, "Geçtiğimiz yıllar pandemi dönemiydi. O dönemde korona sürecinden dolayı işler aksamıştı. Bu kez de Türkiye büyük bir deprem geçirdi ve Diyarbakır'da depremden etkilenen iller arasında oldu. Eğitim sürecine baktığımızda piyasada büyük bir etkilenme oluştu. Çevrede müşterilerimiz vardı ve depremden dolayı başka adreslere gitmek zorunda kaldığından işlerimiz bayağı aksadı." dedi.

Demirbaş, "Covid-19 döneminde durumlar biraz daha iyiydi ama bu depremden dolayı işlerimizde aksaklıklar yaşandı. Buna rağmen halen de umutluyuz. Okulların açılmasına bir hafta kalmış fakat içeride müşteri yok." ifadelerini kullandı.

Okula yeni başlayan öğrencinin kırtasiye masraflarına değinen Demirbaş, "Şu anda ilkokul birinci sınıfa başlayacak bir öğrencinin kırtasiye maliyeti ortalama bin 500 ile bin 800 lira arası. Bu paketimizde kalem, silgi, açacak, çanta, suluk, oyun hamuru, abaküs ve defter gibi ilk okula başlayan bir öğrenciye lazım olabilecek tüm ürünler var. Normal bir çantayla fiyat bu, daha yüksek bir çanta tercih edilirse fiyat artar." şeklinde konuştu.

Geçmiş yıllara nispeten kırtasiyedeki ürünlerin fiyatlarında ciddi bir artışın olduğunun altını çizen Demirbaş, "Bizler kampanyalı ürünlerle bu fiyatı biraz daha düşürdük. Buna rağmen veliler geldiğinde karşılaştıkları rakam karşısında tedirginlik yaşıyor. 2020 yılında 200 liraya sattığımız çantayı bugün aynı fiyata alamıyoruz. Fiyatlar bayağı yükselmiş. Nereden bakılırsa yüzde 100'lük bir artış olmuş." diye belirtti.

"Zincir mağazalara yasak getirilmeli"

Yeni sezona başlamadan sıkıntılı bir dönem yaşadıklarını söyleyen Ömer Karakaş ise "Geçen yıl çanta satışlarımız çok hızlıydı ama bu sene bayağı düşmüş. Zincir marketlerin etkisiyle beraber kırtasiye ürünlerinde ciddi bir düşüş yaşıyoruz. Sezonunun nasıl geçeceğini de şu an tahmin edemiyoruz. Malum kırtasiye ürünlerinin fiyatları pahalı olması da etki ediyor. Müşterilerimiz fiyat muhasebesini yapıyor, onlar da haklıdır ama biz de ürünlerimizi satmak için elimizden geleni yapıyoruz." dedi.

Zincir marketlerin kırtasiye ürünlerini satmasının sektörü etkilediğine dikkat çeken Karakaş, söz konusu uygulamaya bir sınırlama getirilmesi gerektiğini belirterek bu yönde tedbirlerin alınmasını istedi.

Karakaş, "Zincir marketlere bir yasak getirilmesi lazım. Gıda, aktüel ve hırdavatın yanında kırtasiye ürünlerini de satıyorlar. Ya gıdaları ya da işlerini ilgilendirmeyen ürünleri satmamaları gerekiyor. Bu genel olarak piyasayı çok etkiliyor, bunlara 'dur' demeliler. Zincir marketlerin dışında ucuzluk merkezleri de kırtasiye malzemelerini getiriyor. Piyasayı allak bullak ediyorlar. Bunun yanında sıkı bir denetiminin olmasını istiyoruz. Kırtasiyeciler odası kurulup bizi savunma yapmalarını istiyoruz." ifadelerini kullandı. 

Kaynak: (AA)